Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/48 E. 2015/12520 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/48
KARAR NO : 2015/12520
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar, …. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece hak düşürücü süre geçtiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz 1970 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olması nedeniyle tescil harici bırakılan yerlerdendir. Davacı taraf, taşınmazın, malikleri bulunduğu 1016, 1017 ve 1018 parsel sayılı taşınmazların devamı niteliğinde olduğu iddiasına dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı Yasa’da, gerekse de 4721 sayılı Yasa’nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal bir düzenleme yoktur. Bu nedenle; yasal dayanağı bulunmadığı halde hak düşürücü sürenin geçtiği yönündeki mahkeme kabulü doğru olmamıştır. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca ulaşmak için öncelikle, karar tarihinden sonra 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, çekişmeli taşınmazın bulunduğu Malatya Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlenmesi ve Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırılması nedeniyle taşınmazın bulunduğu ilçe belediyesi ile Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirilmeli, taraf tanıkları, mahalli bilirkişiler, fen bilirkişi, ziraat bilirkişisi ve hava fotoğraflarının uygulanması bakımından jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalı, ayrıca davalı Hazine vekilinin 15.08.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde belirttiği Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/553 Esas ve Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/333 Esas sayılı dosyaları da getirilerek dava konusu yer ile ilgisi bulunup bulunmadığı tespit edilmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.