Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/3556 E. 2015/9543 K. 03.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3556
KARAR NO : 2015/9543
KARAR TARİHİ : 03.07.2015

MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2009/279-2013/384

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sonucu K. Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davalılar adına kayıtlı bulunan eski 1433 parsel sayılı 13.104,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 210 ada 175 parsel numarasıyla ve 13.228,82 metrekare yüzölçümlü olarak; davacılar adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1434 parsel sayılı 13.104.96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 210 ada 38 parsel numarasıyla ve 13.211,82 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Davacı E.. Ş.. ve A.. Y.. uygulama kadastrosu sırasında, tesis kadastrosunun kesinleşmesinden sonra 2000 yılında yapılan ifraza ilişkin sınırların dikkate alınmadığı ve kendilerine ait bir bölüm taşınmazın davalılara ait parsel içerisinde kaldığı iddiası ile dava açmışlar, davalılar ise karşı davaları ile kendilerine ait taşınmaza davacılar tarafından yapılan haksız el atmanın önlenmesini istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 210 ada 175 parselin harita mühendisi bilirkişi Yusuf Tuncer tarafından düzenlenen 04.04.2013 ve 18.03.2013 tarihli rapor ve krokide (v1) harfi ile gösterilen 534,61 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile bu kısmın 210 ada 38 parseldeki taşınmazla birleştirilerek tapuya kayıt ve tesciline, karşılık davanın da kısmen kabulü ile 210 ada 175 parselin harita mühendisi bilirkişi Yusuf Tuncer tarafından düzenlenen 04.04.2013 tarihli rapor ve krokide (p1) harfi ile gösterilen 1.685,20 metrekarelik kısmına davacıların müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş. denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli, değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan ve kesinleşen uygulama kadastrosuna karşı, karşı dava ise el atmanın önlenmesi istemine yönelik olarak açılmıştır. Davacı-karşı davalılar dava dilekçesinde, tesis kadastrosu sırasında 341 parsel numarasını alan taşınmazın 2000 yılında istek üzerine ifraz edildiğini, ifraz sonucu 1433 ve 1434 parsel sayılı taşınmazlar oluştuğunu ancak ifrazdan sonra yapılan yenileme kadastrosu sırasında ifraza ilişkin sınırların dikkate alınmadığını ve bu nedenle kendilerine ait eski 1434 parselin yüzölçümünün eksildiğini iddia ederek her iki taşınmaz arasındaki sınırın 2000 yılında yapılan ifraza uygun olarak belirlenmesini istemişler, yapılan keşiften sonra ise aradaki sınırın kullandıkları bölümler esas alınarak belirlenmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, yukarıda belirtilen şekilde karar verilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporları, tesis kadastrosu sırasında belirlenen ve kesinleşen sınırların, 2000 yılında yapılan ifraza ilişkin sınırların ve uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırların bir arada ve farklı renkli kalemlere gösterilmemiş olması nedeniyle karışıklık göstermekle ve infazda tereddüte yol açacak nitelik arz etmektedirler. Hal böyle olunca; mahkemece yeniden üç kişilik fen bilirkişisi kurulu ile keşif yapılmalı, taraflar arasındaki fiili kullanım sınırının davanın mahiyeti gereği dikkate alınmayacağı gözetilmeli, bilirkişi kurulundan; tesis kadastrosu sırasında belirlenen ve kesinleşen sınırları, 2000 yılında yapılan ifraza ilişkin sınırları ve uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırları bir arada ve farklı renkli kalemlere gösteren, tesis kadastrosunun kesinleşmesinden sonraki ifrazlar esas alınarak ve ifraz haritasındaki ölçü ve krokiye göre taraflara ait olan bölümlerin açıkça gösterildiği krokili rapor alınmalı, bundan sonra asıl ve karşılık davalar hakkında bir karar verilmelidir. Yetersiz bilirkişi roparlarına dayanılarak karar verilmesi isabetsiz olup, davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 03.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.