Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/355 E. 2015/12547 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/355
KARAR NO : 2015/12547
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

MAHKEMESİ : KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen toplam 529,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine vekili ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı, çekişmeli taşınmazın kendisine ait iken kadastro sırasında karayolu vasfıyla tespit harici bırakıldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Taşınmaz başında yapılan keşif sonucu dosyaya ibraz edilen teknik bilirkişi raporunda da; dava konusu olan (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen yerin kadastro çalışmalarında yol boşluğu olarak bırakılan sahaya isabet ettiği belirtilmiştir. Böylece, kadastro tespitleri sırasında çekişmeli yer hakkında tutanak düzenlenmeyerek yol olarak tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 25. maddesine göre, Kadastro Mahkemesinin görevi, hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla sınırlı olup, tutanak düzenlenmeyen yerler hakkında açılacak davalar genel mahkemelerin görevine girmektedir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, re’sen göz önüne alınması gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar Hazine vekili ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.