Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/2754 E. 2015/14524 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2754
KARAR NO : 2015/14524
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

.

MAHKEMESİ: KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2014
NUMARASI : 2011/27-2014/52

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ….. Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 1, 113 ada 1, 114 ada 7, 117 ada 23 ve 24 parsel sayılı sırasıyla 2.655.89, 3.633.67, 4.143.73, 20.868.91, 7.507,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 113 ada 1, 114 ada 7,117 ada 23 ve 24 parseller emlak kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği; 112 ada 1 parsel ise irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ……. ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı ….. irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 112 ada 1, 113 ada 1, 114 ada 7, 117 ada 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazların davacı …… adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların davacı tarafından kiracı sıfatıyla fer’i zilyet olarak kullanıldığının ispatlanamadığı ve taşınmaz üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Davalılar delil olarak 156 adet tapu kaydına dayanmalarına rağmen mahkemece hangi taşınmaz için hangi tapu kaydına dayandıkları davalılardan sorularak çekişmeli taşınmaz yönünden dayandıkları tapu kaydının açık tarih ve sayısı belirlenmemiştir. Ayrıca davalılar tanık olarak …. ., ….ve ….isimli kişilerin dinlenilmesini istemelerine rağmen adı geçen tanıklar dinlenmemiş varsa nedenleri gerekçeli kararda gösterilmemiştir. Öte yandan çekişmeli taşınmazlara ait tutanağın edinme sebebinde “davacı veya bayisinin taşınmazı önceki yıllarda düzenlenen kira sözleşmesine istinaden kullandığının” açıklanması, davalıların da bir kısım 1961 ve 1962 tarihli sınır tarifi içermeyen hasılat belgeleri, vergi memurları huzurunda alınan 1966 tarihli ifade tutanaklarında bir kısım kişilerin “köyde kendi arazileri olmadığı, ……arazisini ortak olarak ekip biçtiklerini” bildiren tutanaklar, mahkemece dava dışı kamulaştırılan taşınmazlara ait olup, çekişmeli taşınmazlara ilişkin olmadığı gerekçede bildirilen Asliye Hukuk Mahkemesine ait “….. mirasçıları ile davalılar arasında kira sözleşmesine dayalı ilişki bulunduğu” gerekçesiyle verilen mülkiyetin tespitine yönelik karar içerikleri, 1978 tarihli sınır tarifi içeren kira sözleşmeleri ve bir kısım taşınmazların tespitine esas alınan davalı dayanağı vergi kayıtları bir bütün olarak her taşınmaz ve dosya için uygulanmak suretiyle davacıların taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin asli zilyetlik mi yoksa kira ilişkisine dayanan fer’i nitelikte zilyetlik mi olduğu hususu kesin ve açık olarak belirlenmemiş, dinlenilen yerel bilirkişi, davacı tanıkları ile davalı tanığı beyanı arasında özellikle zilyetliğin asli mi yoksa fer’i nitelikte mi olduğu yönündeki çelişki usulünce ve yukarıda açıklanan belgeler içeriği okunarak giderilmeye çalışılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle çekişmeli taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının edinme sebebi içerikleri, davalıların her dosya için dayanağı delillerin aynı olması, başka dosyalarda taraf olan kişi ve tanıklığa engel yakınlığı bulunan akrabaların tanık veya yerel bilirkişi sıfatıyla dinlenilmek suretiyle oluşabilecek usuli hataların engellenmesi, davacıların asli zilyet oldukları gerekçesiyle açtıkları davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyebileceği, göz önüne alınarak aynı nedenle ve aynı davalılara karşı açılan dava dosyaları birleştirilmeli, davalılar tarafına sundukları delil dosyasında yer alan tapu ve vergi kayıtlarından hangisinin hangi taşınmaza ait olduğunu bildirmeleri için süre verilerek bu yolla dayanılan tapu ve vergi kayıtlarının her taşınmaz için ayrı ayrı açık tarih ve sayısı belirlenmeli, davalı tarafa delil listesinde bildirdikleri tanıklarının dinlenmesi için masraf yatırtılarak keşif gün ve saati adı geçen taraf tanıklarına bildirilmeli, bundan sonra mahallinde yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, taraflar ile akrabalığı ve davası olmayan gerektiğinde komşu köylerden belirlenecek yansız, yerel bilirkişi, fen bilirkişi, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında yukarıda belirtilen şekilde açık tarih ve sayısı belirlenecek davalı dayanağı tapu kaydı ile yapılacak araştırmaya göre varsa tapu kayıtlarının haritası uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmelidir. Ancak tapu kayıtlarının krokisi zemine uygun değilse ve uygulama kabiliyeti yok ise veya dayanak tapu kayıtları harita-krokiye bağlı değilse tapu kayıtlarının sınırlarına itibar edilmelidir. Taraf dayanağı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraf tanıklarının bilgisine başvurulmalı ve bu suretle taraf dayanağı kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Keşif icrası sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tapu kayıtlarının ihdası, intikali, intikal sırasında hudutlarda ve miktarda değişiklik varsa bu değişikliğin nedeni, hudutların arz ettikleri özellikler hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Davalı dayanağı tapu kayıtlarının revizyon gördüğü parsel ile bunlardan hükmen kesinleşenler varsa bu dosyalardaki kayıt uygulaması tapu kaydına kapsam tayin edilirken göz önünde bulundurulmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberinde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı belirlendiği takdirde usulünce zilyetlik araştırması yapılmalı, bu cümleden olarak dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi, taşınmaz üzerinde davacı veya satın aldığı kişilerin zilyet olup olmadığı, zilyet olmuş ise özellikle davalıların dayanağı vergi kayıtları, 1961 ve 1962 tarihli hasılat belgeleri, 1978 tarihli kira sözleşmeleri, 1966 tarihli tutanaklar ile Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen mülkiyetin tespitine dair karar içerikleri ile diğer bilgi ve belgeler okunarak bu zilyetliğin malik sıfatıyla asli zilyetlik mi yoksa asli zilyede bağlı olarak sürdürülen kiracı sıfatıyla fer’i nitelikte zilyetlik mi olduğu, bir başka deyişle taşınmazın davacılar tarafından kendi adlarına malik sıfatıyla asli zilyet olarak mı yoksa kiracı sıfatıyla davalılar adına mı kullandıkları, zilyetliğin başlangıç günü ve açık süresi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, çekişmeli taşınmazların davalıların miras bırakanı …..’den kiralanması halinde adı geçenin ölümünden sonra davalılar tarafına kira bedeli ödenip ödenmediği özellikle araştırılmalı, tespit tutanağı içeriği gözetilerek tutanak bilirkişilerinin tümü yeniden keşif mahallinde dinlenilerek yerel bilirkişiler, tanıklar ve kendi beyanları arasında çelişki varsa taraf dayanağı kayıt ve belgeler eşliğinde söz konusu çelişkiler giderilmeli, komşu taşınmazların tesbit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, komşu taşınmazların tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmış ise nizalı parsel yönünü sözü edilen kayıt ve belgelerin ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, uzman bilirkişi fen elemanından keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

.