Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/20831 E. 2016/122 K. 25.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20831
KARAR NO : 2016/122
KARAR TARİHİ : 25.01.2016

MAHKEMESİ : ANTALYA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2014/387-2014/611

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucu Çankaya Köyü çalışma alanında bulunan 28216 ada 1 parsel sayılı 1.779,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve S.. Ö..’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak arsa vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın taşlık, çalılık, fundalık, niteliğinde olduğunu herhangi bir kullanımın bulunmadığını iddia ederek kullanım şerhinin iptali istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazda davalının kullanımının bulunmadığı, boş, çalılık, kayalık dağlık arazi olduğu sübuta erdiğinden davalı adına olan kullanım şerhinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davalıların kullanımında olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaz üzerinde, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa’nın Ek-4. maddesi gereği kullanım kadastrosu yapılmıştır. Dava tarihinden önce 26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 2. bendi ile; “bu kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur” hükmü getirilmiştir. Somut olayda; davacı Hazine, 6292 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra 10.07.2014 tarihinde taşınmazın davalı yanın kullanımında olmadığını, bu nedenle davalı lehine kullanım şerhi verilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürerek kullanım şerhinin iptali istemiyle dava açmış olduğuna göre Mahkemece 6292 sayılı Kanun’un 9/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.