Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/16206 E. 2016/186 K. 26.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16206
KARAR NO : 2016/186
KARAR TARİHİ : 26.01.2016

MAHKEMESİ: ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2013
NUMARASI : 2010/365-2013/391

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu …… Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 150 ada 12 parsel sayılı 1.252,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ……. adına, 150 ada 13 parsel sayılı 989,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ….. adına, 150 ada 14 parsel sayılı 827,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle …… adına, 150 ada 15 parsel sayılı 999,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle……. adına, 151 ada 3 parsel sayılı 16.547,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle …… adına, 150 ada 16 parsel sayılı 1.093,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Salih Çelik adına, 149 ada 42 parsel sayılı 3.008,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle …. adına, 149 ada 43 parsel sayılı 1.942,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar …… ve ……., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ……. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3 maddesine göre; “bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması” zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; “tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Böylece, davacı veya davalı sıfatıyla bir yargı organı önüne gelen kişilerin, hukuk devletinde yaşamanın doğal sonucu olarak hukuk güvencesi, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca haklarında verilen kararlar yanında kararların hukuki süreci ve yargısı da denetlenebilir olur. Somut olayda; davacılar, çekişmeli taşınmazlar hakkında satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen, kararın gerekçesinde herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Yukarıda yazılı ilkeler ışığında mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde; kararın gerekçe bölümünde, “delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” hususunda herhangi açıklık ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Yani, kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasızdır. Hal böyle olunca; kararın gerekçesiz olması nedeniyle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.