YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14982
KARAR NO : 2016/256
KARAR TARİHİ : 26.01.2016
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucu .. Mahallesi çalışma alanında bulunan 133 ada 1 parsel sayılı 1.629,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve .. Belediyesi’nin kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla niteliğiyle, 134 ada 1 parsel sayılı 2.230,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak çalılık niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazların kendi kullanımlarında olduğu iddiası ve adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 134 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 379,73 metrekarelik bölümde davacının zilyet olduğu yolunda tapuya şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen kullanım kadastro tutanağına karşı, tapu kaydının beyanlar hanesine davacının fiili kullanıcı olduğu şerhinin yazılması istemine yöneliktir. Bu nitelikteki davalar, kayıt maliki Hazineye ve varsa lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı fiili kullanım iddiasının ispat yükümlülüğünü içerdiği ve zilyetliğin korunması davasından farklı olarak tapu kaydının beyanlar hanesinde esaslı değişiklik yapılması sonucunu doğurduğundan çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilemez. Bu durumda 6100 sayılı Yasa’nın yürürlük gününden sonra açılmış olması nedeniyle de davaya bakmak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmemektedir. 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup bu hususun mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemenin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.