Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/14685 E. 2015/14976 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14685
KARAR NO : 2015/14976
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

MAHKEMESİ:… KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2010
NUMARASI : 2007/10717-2010/1788
….

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ….. Köyü 130 ada 275 ve 276 parsel sayılı 13798.18, 27.482,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen ve taksimen intikal ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 130 ada 275 sayılı parsel ……, 130 ada 276 sayılı parsel ….. ve … adına eşit paylarla tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kaldığı, 1936 yılı umumi tahririnde Hazine adına kayıtlı bulunduğu ve Hazineye ait yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişme konusu 130 ada 275 ve 276 sayılı parsellerin mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden yasaları gereğince Hazineye kalan yerlerden olmadığı, ancak taşınmazların sınırında bulunan meradan açılmak suretiyle elde edildiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dosyaya ibraz edilen raporlardan mahallinde 24.09.2010 tarihinde keşif yapıldığı ancak keşif tutanağının dosyada bulunmadığı gibi dava konusu 130 ada 276 sayılı parsel hakkında keşif sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporu dosyada bulunmamaktadır. Keşif zaptı bulunmadığından taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı, taşınmazların sınırındaki meradan açılıp açılmadığı ve zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini tartışmak mümkün olmamaktadır. Hal böyle olunca mahallinde yeniden yöntemince keşif ve uygulama yapılarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirdikleri ve bildirecekleri deliller toplanmalı, mahallinde yapılacak keşifte komşu köyden yerel bilirkişiler ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinden taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı, kimin ne zamandan beri ve ne şekilde zilyet ettiği, komşu 130 ada 278 sayılı mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmazlar ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemenin, taşınmazların konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu,
kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı, hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, Hazine’nin dayandığı kayıtlar zemine uygulanarak uyup uymadığı belirlenmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde ve komşu parsellerin dava dosyalarındaki bilirkişi raporları da değerlendirilerek çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazların meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, taşınmazın etrafında bulunan taşınmazlara ilişkin dava dosyalarındaki ziraat bilirkişi raporları ve taşınmazların kesinleşme durumları da nazara alınmalı, yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazların öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmeli, taşınmazların çevresinde bulunan komşu parsellerin tapu kayıtları ve hükmen kesinleşenlerin dava dosyaları getirtilerek ne şekilde kesinleştikleri belirlenmeli, komşu parsellerin kesinleşme durumları nazara alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 07.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.