Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/14264 E. 2015/15504 K. 16.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14264
KARAR NO : 2015/15504
KARAR TARİHİ : 16.12.2015

MAHKEMESİ: . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2013/146-2014/183

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Ilısu Köyü çalışma alanında bulunan 140 ada 63 parsel sayılı 293.123,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan söz edilerek ham toprak niteliği ile davalı . adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı . kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı . tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, ifraz öncesi 140 ada 63 parsel sayılı taşınmazın temyize konu teknik bilirkişi raporunda (B), (C), (D), (E), (F), (G) ve (H) harfi ile gösterilen bölümleri üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece taşınmazı gösterir hava fotoğrafları ile fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar getirtilerek uzman bilirkişi eliyle incelenmemiş; ziraatçı bilirkişinin, ilk raporunda ayrım yapmaksızın nizaya konu taşınmaz bölümlerinin 2.sınıf tarım arazisi olduğunu belirtmesine rağmen ek raporunda (B), (C) ve (D) harfi ile gösterilen bölümlerinin üçüncü sınıf tarım arazisi (E), (F), (G) ve (H) harfi ile gösterilen bölümlerin ise tarımsal faaliyet yapılmayan yer olduğunu bildirdiği gözetilerek, teknik bilirkişinin ilk ve ek raporu arasında meydana gelen çelişki, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılmak suretiyle giderilmemiş; ilk rapor ile çelişkili olan ek rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Öte yandan taşınmazı dört bir taraftan gösterir fotoğraflar çektirilip dosyaya konulmadığından ziraat bilirkişi raporu ve mahkeme gözlemini denetleme imkanı bulunamamaktadır. Taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen DSİ binalarının ne zaman yapıldığı, bu yerler yönünden kamulaştırma bulunup bulunmadığı hususları da araştırılmamıştır. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu dikkate alınarak, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ile kadastro tespit tarihine en yakın tarihte çekilmiş uydu fotoğrafları İl kadastro müdürlüğünden, taşınmazı dört yönden çevreleyen tüm komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile varsa dayanağı kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu yerde kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı ilgili kurumlardan sorulmalıdır. Mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle taraf tanıkları, fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen DSİ binalarının ne zaman yapıldığı, bu bölümlerin kaç yıldır tarımsal amaçlı olarak kullanılmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsel dayanağı kayıt ve belgeler yerel bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne ve kimin yeri olarak okuduğu belirlenmeli; ayrıca taşınmaza ait kadastro tutanağının edinme sebebinde açıklanan olgu ile önceki keşif beyanları yerel bilirkişi ve tanıklara okunarak somut, detaylı ve varsa çelişkiyi giderir şekilde beyan alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın nizaya konu bölümlerinin her harf grubu için ayrı ayrı tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve dava dışı bölümden nasıl ayrıldığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ve önceki bilirkişinin ilk ve ek raporunu irdeleyen ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda rapor düzenlettirilmeli; temin edilebilen gerek en eski gerekse kadastro tespit tarihine en yakın tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli; HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmazlar ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, sonuca göre 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde düzenlenen kısıtlamalar yönünden araştırma yapılmalı; tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.