Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/13147 E. 2015/11897 K. 15.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13147
KARAR NO : 2015/11897
KARAR TARİHİ : 15.10.2015

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … ilçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 287 ada 5 ve 288 ada 5 parsel sayılı 576,42 ve 650,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, adına kayıtlı bulunan komşu 287 ada 4 ve 288 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazlar arasındaki ortak sınırın yanlış tespit edildiği iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 288 ada 5 nolu parselin 17.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 31.96 metrekarelik kısmına ait tapu kaydının iptali ile 288 ada 4 nolu parsele, 287 ada 5 nolu parselin aynı tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 2.46 metrekarelik kısmına ait tapu kaydının iptali ile 287 ada 4 nolu parsele ilavesine karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Kadastro Kanunun 14. maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı …, adına olan 287 ada 4 ve 288 ada 4 parsel sayılı taşınmazları 21.05.2008 tarihinde kayden satın almış; 06.05.2011 tarihinde eldeki davayı açmıştır. Kural olarak davacının mülkiyet hakkı tapuda satın aldığı çaplı yerin kapsamı ile sınırlı olup, taşınmazı çapa dayalı olarak satın alan kişi taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiği iddiası ile dava açamayacaktır. Ancak; satın alanın önceki malikin dava açma hakkını da devraldığının kanıtlanması halinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içerisinde dava açılmış olması koşulu ile tespitten önceki nedene dayalı dava olarak nitelendirilmesi gerekir. Somut olayda davacı, tapuda satın aldığı önceki malikin dava hakkına dayandığını açıkça bildirmediği ve ispat da etmediği gibi, önceki malikin de bu yönde açık beyanı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; davacının hakkı, taşınmazın tapudaki miktar ve çapı kapsamı ile sınırlı olup, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak taşınmazın bir kısmının davalıya ait parsel içerisinde kaldığı gerekçesiyle iptal ve tescil isteği ile açtığı davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken, kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.