Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/13025 E. 2017/7487 K. 06.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13025
KARAR NO : 2017/7487
KARAR TARİHİ : 06.11.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : HAZİNE, … VE DİĞERLERİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan … ada 1 parsel sayılı 6.145,4 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 1948 yılında devlet tarafından yerleşim yeri olarak belirlendiği gerekçesiyle zilyedinin … olduğu şerhi düşülerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli … ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; çekişmeli taşınmazın murisi olan …’dan intikal ettiğini, çekişmeli taşınmazda miras yoluyla gelen hakkının bulunduğunu iddia ederek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle … terekesine göre 3. kişi konumunda olan davalı Hazine’ye ve diğer mirasçılara karşı dava açmıştır. Çekişmeli … ada 1 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına tapuya kayıtlı olup murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin TMK’nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu kuşkusuzdur. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Bu nedenle de TMK’nın 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerin ancak tüm mirasçıların oybirliği ile yapılması mümkündür. Dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçılar tarafından birlikte ya da terekeye temsilci atanmak suretiyle dava açılması gerekir. Hal böyle olunca, davada yer almayan diğer mirasçıların yöntemine uygun bir biçimde muvafakatlerinin alınması, davaya katılmalarının sağlanması veya TMK’nın 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanarak onun huzuruyla yargılamaya devam edilmesi zorunlu olup, bu husus dava şartıdır. Mahkemece bu şart yerine getirilmeden dava dilekçesinde diğer mirasçıların davalı olarak gösterilmiş olması yeterli görülerek davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.