Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/11256 E. 2015/15479 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11256
KARAR NO : 2015/15479
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ: KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2013/19-2013/122

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ….. Köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 8, 12, 15, 16 ve 17 parsel sayılı sırasıyla 661.01, 2.949.11, 10.551.38, 3.236.62 ve 3.200.38 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı …. tarafından davalılar …. ve arkadaşları aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 134 ada 8 ve 12 parsellerin davalı …..,134 ada 15 parselin davalı ….134 ada 16 parselin davalı ….., 134 ada 17 parselin ise davalı …… adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı……vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, adına kayıtlı Ağustos 2005 tarih 9 ve Eylül 2005 tarih 8 sayılı tapu kayıtlarına dayanarak dava açmıştır. Dosya kapsamında; yapılan ayırma işlemi nedeni ile bir kısım davalılar vekilinin esasa dair savunma dilekçesi bulunamamış olmakla birlikte, çekişmeli taşınmazların tutanaklarında davalılar ve miras bırakanları tarafından önceki malik ….. ….’dan satın alındığı ve davalılar ile miras bırakanlarının uzun yıllar zilyetliğinin bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Tapu kaydının mülkiyet belgesi olması nedeniyle taşınmazların tapu kaydı kapsamında kalması halinde kural olarak kayda değer verilir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesinde; zilyedin taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat etmesi ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunması halinde taşınmazın zilyet adına tespit ve tescil edileceği düzenlenmiştir. Davacının tutunduğu tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza aidiyeti konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı gibi bu husus mahkemenin de kabulünde olup, diğer payların maliklerinin tapu dışı taksimle dava konusu edilmeyen başka taşınmazları almış oldukları da belirlenmiştir. Buna göre çekişme, dava konusu taşınmazların davalılarca yukarıda belirtilen kayıtların malikinden veya hissedarı olarak bildirilen ….. ile …..’dan tapu dışı bir yolla iktisap edilip edilmediği, davalılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesinde öngörülen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. Mahkemece; çekişmeli taşınmazlardan 134 ada 8 ve 12 parsellerin davalı ……’ın miras bırakanı Salih tarafından önceki tapu kayıt maliki Sabri Çatal hissedarı ….’dan yaklaşık 40-50 yıl önce, 134 ada 15, 16 ve 17 parsellerin ise Mehmet ve Naci Ödemiş tarafından 1970-1980 yıllarında İbrahim ve Sabri Çatal’dan tapu dışı yolla satın alındığı, alındığı tarihten itibaren zilyet olan davalılar ve bayileri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesinde de yazılı koşulların gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Dosyadaki kayıtlar incelendiğinde; öncelikle mahkemenin gerekçesi ve yerel bilirkişi ile tutanak bilirkişilerinin beyanlarında belirtilen …..ve ….’ın taşınmazları kapsadığı mahkemenin de kabulünde olan davacı dayanağı tapu kayıtları ve tedavüllerinde malik olarak yer almadıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca bir kısım davalıların veya miras bırakanlarının satıcıları olduğu ileri sürülen ….ın ise önceki malik ….’dan Şubat 1995 tarih 09, 10 ve 11 sayılı tapu kayıtları ile taşınmazları kayden satın alarak malik olduğu ve 1999 yılında da kayden ….e sattığı belirlenmiş olup, kayıtlara göre ……ancak 4 yıl süreyle malik olmuştur. Bu halde kayıt maliki …..’dan kayıt dışı alan kişi açısından tapunun 1999’daki intikaline dek 10 yıllık zilyetlikten söz edilemez. Ancak, keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklar davalılar veya bayilerinin taşınmazları …..’dan 1970-1980 yıllarında satın aldıklarını ve zilyetliklerinin de o tarihte başladığını bildirmişlerdir. Bir kimsenin maliki olmadığı bir şeyi başkasına satışından söz edilemez. Böyle bir satış varsa da geçersizdir. O halde, öncelikle tapu kayıt maliki olmayan …ve ‘ın önceki tapu kayıt maliklerinden taşınmazları tapu dışı bir yolla satın alıp almadığı, böyle bir iktisap varsa açıkça tarihinin belirlenmesi, belirlenecek bu tarihe göre önceki tapu kayıt maliklerinden taşınmaz satın alan ….. ve …..veya onların zilyetliklerinden eklemeli olarak yararlanma hakkı olan davalılar yararına 13/B-b maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, ayrıca bir kısım davalıların satın aldığı bildirilen tapu kayıt maliki …..ın ise taşınmazları Eylül 1999 tarihli tapu kaydında malik olan ….’dan tapu dışı bir yolla, kayden malik olduğu 1995 tarihinden evvel iktisap edip etmediğinin, böyle bir iktisap varsa açıkça tarihinin belirlenmesi, belirlenecek bu tarihe göre davalının satıcısı ….’ın taşınmazları tapu dışı yolla edindiği tarih ile taşınmazları kayden devrettiği Eylül 1999 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-b maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması zorunludur. Bunun için öncelikle; aynı hukuki sebebe dayanılarak aynı davacı tarafından açılan ve Kadastro Mahkemesine aktarılan davanın kapsamında kalan davaların birlikte görülmesi gerektiği göz önüne alınarak tefrik edilip ayrı esaslara kaydedilen derdest dava dosyaları birleştirilmelidir. Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tespit bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi, tanıklar ve tutanak bilirkişilerinden davaya konu edilen taşınmazların niteliği, intikali, tasarrufu, özellikle davalılar veya bayilerinin satın aldığı bildirilen Zühtü ve …..’ın taşınmazları tapu dışı bir yolla önceki tapu kayıt maliklerinden iktisap edip etmedikleri, iktisap etmiş iseler açık tarihi, bir kısım davalıların satın aldığı bildirilen önceki tapu kayıt maliki …..l’ın ise taşınmazları kayden malik olduğu 1995 tarihinden önce evvelki kayıt maliki …..’dan tapu dışı bir yolla iktisap edip etmediği, iktisap etmiş ise açık tarihi, belirlenecek bu tarihlere göre davalıların satıcısı olduğu ileri sürülen gerek tapu kayıt maliki olmayan ….ve ….ile gerek ….’ın zilyetliğinin başlangıç tarihi, davalı tarafa satılıp satılmadığı; satılmışsa hangi tarihte satılıp, zilyetliğin devredildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller göz önüne alınmak suretiyle davalı tarafın taşınmazı tapu dışı yolla satın aldığını ileri sürdüğü ….ile …. ve ….yararına 3402 sayılı Kanun’un 13/B-b maddesinde öngörülen koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı, buna bağlı olarak, davalıların da aynı Kanun hükmünden yararlanıp yararlanmayacağı tartışılıp değerlendirilmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ……vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.