Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/10203 E. 2017/3692 K. 25.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10203
KARAR NO : 2017/3692
KARAR TARİHİ : 25.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … Köyü çalışma alanında bulunan ve 1956 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici taşlık-kayalık olarak bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, ….06.2012 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 09.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda taralı 451.38 metrekare yerin aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Mahkemece; dava konusu taşınmaza davacının ev yaparak 50 yıldan beri ev ve bahçesini kullandığı, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, öncesi boş (hali) ya da ham toprak olan taşınmazların … yılı aşkın süre ile ekonomik amaca uygun şekilde ve malik sıfatı ile kullanılması halinde zilyedince iktisabı mümkün olmakla beraber evveliyatı taşlık, kayalık, çalılık gibi yerlerin imar ve ihya edilmeksizin iktisabı olanaksızdır. Bu nedenle de, tescili istenilen yerlerin önceki niteliğinin belirlenmesi zorunludur. Gerek Kadastro Müdürlüğü’nün yazısı gerekse fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın taşlık kayalık yerlerden olması nedeniyle kadastro sırasında tespit dışı bırakıldığı belirtilmiş, ancak mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar taşınmazın evveliyatının taşlık kayalık olup olmadığı, dolayısıyla taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun …. maddesi gereğince imar-ihyaya muhtaç yerlerden bulunup bulunmadığı yönünde beyanda bulunmamışlardır. Her ne kadar harita mühendisi bilirkişi tarafından dava konusu yer 1973, 1985, 1993 yılı hava fotoğrafları üzerine işaretlenmiş ise de, dava konusu taşınmazın tamamının bu fotoğraflarda ne olarak göründüğü, taşlık kayalık olup olmadığı, imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı açıklanmamıştır. Ayrıca, taşınmazın imar planı içerisinde bulunup bulunmadığı, imar planı içerisinde bulunuyor ise imar planının ne zaman onaylandığı ilçe Belediye Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulmamış, davacı adına Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü’nden belgesiz araştırması da yapılmamıştır. Doğru sonuca ulaşabilmek için, öncelikle karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa gereğince dava, … Büyükşehir Belediye Başkanlığına usulüne uygun davetiye ile bildirilerek taraf teşkili sağlanmalı, akabinde dava konusu taşınmazın dava tarihi olan 2012 yılından geriye doğru …-…-… yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları … … Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra … kişilik ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın evveliyatı hakkında detaylı bilgi alınmalı, taşınmazın evveliyatı itibariyle taşlık, kayalık gibi imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı sorulmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, … kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü belirtilmelidir. Şayet, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde, dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun tereddüte mahal bırakmayacak şekilde anlaşılması halinde; bu yerin iktisap edilebilmesi için, yoğun emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildikten sonra imar-ihyanın tamamlandığı tarihten taşınmazın dava tarihinden önce imar planı kapsamına alınmış olması durumunda imar planının onaylandığı tarihe, imar planı içerisinde değilse dava tarihine kadar … yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine aralıksız, nizasız geçmesi gerektiği ve bu süre zarfında taşınmazın bir bölümüne ev yapıp bir bölümünü de bahçe olarak kullanmasının zilyetlikle iktisaba engel teşkil etmeyeceği, ancak evvela imar ihya edilip tarım arazisi haline getirilmeksizin doğrudan taşınmaz üzerine ev yapılarak sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun kazanıma engel teşkil edeceği dikkate alınmalı, taşınmazın 3402 sayılı Yasa’nın …. maddesi gereğince imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığı tespit edildiği ve aynı Yasa’nın …. maddesinde öngörülen şartlar gerçekleştiği takdirde ise imar planı kapsamında kalmış olsa dahi taşınmazın davacı adına tescil edilebileceği göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtildiği şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de hükümde atıf yapılan bilirkişi raporunda dava konusu yer taralı olmadığı ve (A) harfi ile gösterildiği halde infazda tereddüt uyandırır şekilde taralı olduğu belirtilerek ve aynı ada numarası verilmek suretiyle hüküm kurulması da isabetsizdir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ….05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.