YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9966
KARAR NO : 2014/7806
KARAR TARİHİ : 04.06.2014
MAHKEMESİ : BEYKOZ SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2012/1218-2013/886
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Y.. Mahallesi çalışma alanında bulunan .. ada ..parsel sayılı 245,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz edinme sebebinde kullanıcısının bulunamadığı belirtilmek suretiyle beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı P.. Ö.., taşınmazın beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yargılama sonunda davanın kabulüne, davaya konu .. ada.sayılı parselin beyanlar hanesine “taşınmaz ve üzerindeki üç katlı binanın Mustafa kızı P.. Ö..’ın fiili kullanımındadır.” şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tespit edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak 18.07.2012 tarihinde açılmış, mahkemece; davaya konu taşınmazın davacının kullanımında olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindeki davaların genel mahkemede görülebilmesi için, tutanağın kesinleşmiş olması zorunludur. Her ne kadar çekişmeli taşınmazın askı ilanı 01.07.2010 ve 31.07.2010 tarihleri arasında yapılmış ve dava bu tarihten sonra açılmış ise de askı ilan süresi içinde Beykoz Kadastro Mahkemesi’nin 2010/1197 Esas, 2012/559 Karar sayılı dosyasında çok sayıda parsel ile birlikte davaya konu .ada .sayılı parsel hakkında 3. kişi tarafından dava açılmış olup, mahkemece verilen kesin süre içinde yargılama giderlerinin yatırılmaması nedeniyle 10.05.2012 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek sonuçlanmıştır. Ne var ki, Kadastro Mahkemesi’nin kararı henüz kesinleştirilmediğinden çekişmeli taşınmazın tapu kaydı oluşmamıştır. Hal böyle olunca Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava tarihinde kesinleşmiş bir kadastro tespitinden söz edilemeyeceğine ve tapu kaydı oluşmadığına göre, Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın Kadastro Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.