Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9944 E. 2014/11593 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9944
KARAR NO : 2014/11593
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : İNEGÖL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2014
NUMARASI : 2011/514-2014/28

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ….. Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 21 ve 22 parsel sayılı 679,01 ve 1.299,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle O.. T.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. G.. ve arkadaşları, kadastro sırasında, kendilerine ait taşınmazlar ile davalıya ait taşınmazlar arasındaki sınırın yanlış ölçüldüğü, 200 m2’lik kısmın davalıya ait taşınmazlarda kaldığı iddiasına dayanarak, tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 107 ada 21 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin raporuna ekli haritada (B) harfi ile gösterdikleri 2,35 m2’lik kısmının tapusunun iptali ile davacıya ait aynı ada ve 19 parselde kayıtlı taşınmaza dahil edilerek davacıya ait 19 nolu parselin 193 m2 olarak tapuya tesciline, çekişmeli 107 ada 22 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin raporuna ekli haritada (B) harfi ile gösterdikleri 67,40 m2’lik kısmının tapusunun iptali ile davacıya ait aynı ada ve 19 parselde kayıtlı taşınmaza dahil edilerek davacıya ait 18 nolu parselin 1.433,68 m2 olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların kadastro öncesi kullanıla gelen durumu ile kadastro sonucu belirlenen sınırın birbirini tutmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava, zilyetliğe dayalı ortak sınır uyuşmazlığından kaynaklanmaktadır. Davacı tanıkları, taşınmazlar arasındaki sınırı öteden beri dut ağacının belirlediğini beyan etmişlerdir. Fen bilirkişisi raporunda, beyanlarda sözü edilen dut ağacının yeri gösterilmediği gibi, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınır hattı da raporda gösterilmemiştir. Bu nedenle fen bilirkişisi raporu denetime elverişli değildir. Mahkemece, doğru sonuca varılabilmesi için önceki keşifte dinlenilen tüm tanıklar, yerel ve tutanak bilirkişisi ile mahkemece yeniden seçilecek elverdiğince yaşlı ve dava konusu taşınmazların bulunduğu yeri iyi bilen, davada yararı bulunmayan yerel ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tespit tarihi itibariyle taşınmazlar arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığı sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, taşınmazlar arasında bulunan yapay ya da doğal sınırın gösterilmesi istenmeli, beyanlar arasında çelişki olduğu takdirde giderilmeli, fen bilirkişiden yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından gösterilen sınırın yerlerini, rapor ve haritasında işaretlemesi ile eski ve yeni uydu fotoğrafları üzerinde değerlendirme yaparak denetime elverişle rapor düzenlemesi istenmeli, keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı O.. T..’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.