Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9908 E. 2014/15404 K. 17.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9908
KARAR NO : 2014/15404
KARAR TARİHİ : 17.12.2014

MAHKEMESİ : ÇATAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2010/77-2014/30

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 102 ada 21 parsel sayılı 11.683,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla C. T., İ.. K.., Mahmut ve H.. Ş.. adlarına, 102 ada 26 parsel sayılı 2.566,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle H.. K.. adına, 102 ada 28 parsel sayılı 6.075,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/6’şar payla Nusret, Hamit, Lütfi ve S.. S.. ile 2/6 payı (Murat ve G. S. kimlik bilgilerine ulaşılamadığından) Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar M.. T.. ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların mera olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve mera olarak sınırlandırılmaları istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 102 ada 21, 26 ve 28 parsel sayılı taşınmazların C. T., İ.. K.., Mahmut, H.. Ş.., H.. K.., Nusret, Hamit, Lütfi ve S.. S.., Hazine adlarına olan tapu kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmalarına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kadim mera olduğu, meradan yararlanan köy halkından kişilerin de taşınmazların mera olması için dava açabileceği ve meraların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. 4342 sayılı Mera Kanunu’nun “Mera, Yaylak ve Kışlakların Hukuki Durumu” kenar başlıklı 4. maddesinde; mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olduğu, bu yerlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu açıklanmıştır. Anılan Kanunun “Mera, Yaylak ve Kışlakların Korunması” kenar başlıklı 19. maddesinde ise; muhtarlar ve belediye başkanlarının, mera, yaylak ve kışlakların ve sınır işaretlerinin korunmasından ve ayrıca tahsis amacına göre en iyi şekilde kullanılmasının sağlanmasından sorumlu olduğu belirtildikten sonra maddenin son fıkrasında; muhtarlar ve belediye başkanlarının, mera, yaylak ve kışlaklara tecavüz olduğu takdirde durumu derhal valilik veya kaymakamlığa bildirmekle yükümlü olduğu, bu makamlarca 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkındaki Kanun uyarınca gerekli işlemin yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Açıklanan bu hukuksal durum karşısında; bir yerin mera olduğu iddiasıyla ancak Köy veya Belediye Tüzel Kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Köyün idari organları ise Muhtar, İhtiyar Heyeti ve Köy Derneği’dir. Ancak somut olayda, davalılar adına tescil edilen dava konusu taşınmazların mera olduğu iddiasıyla köy halkından M.. T.. ve arkadaşları tarafından dava açılmıştır. Davacıların açtığı bu davaya Köy Tüzel Kişiliği ve Hazine tarafından da müdahale edilmemiştir. Hal böyle olunca; köy halkından olan ve köyü temsil yetkisi bulunmayan davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı göz önüne alınarak davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.