YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9833
KARAR NO : 2014/10396
KARAR TARİHİ : 23.09.2014
MAHKEMESİ : ELEŞKİRT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2009/90-2013/215
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu G. Köyü çalışma alanında bulunan .. ada .. parsel sayılı 33.392,50 m2 yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle davalıların miras bırakanı A. Y. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar A.. Y.. ve arkadaşları, taşınmazın davacılar ile davalılar murisi arasında hisseli olduğunu öne sürerek payları itibari ile adlarına tescil istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar A.. Y.. ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmaza ilişkin olarak davalıların tapu kaydına dayandığı, buna karşılık davacıların tapu kaydı ibraz edememiş olmaları nedeniyle iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Ne var ki; mahkemece davacıların miras yoluyla gelen hakka mı yoksa kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine mi dayandıkları hususu açıklattırılmadığı gibi davacılardan taşınmazın davalıların murisi ile aralarında paylı olmasını gerektirir hukuki nedenin ne olduğu, bir başka deyişle davalılar ile aralarındaki ilişki açıklattırılmamış; ayrıca davalıların delil olarak sundukları tapu kayıtlarındaki soyadının tashihine ilişkin dava dosyasından tapu kayıtlarının 1964 tarihli olduğu anlaşılmasına rağmen tapu kaydının açık sayısı davalı taraftan sorularak belirlenmemiş, dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan vergi kaydı yapılan keşif sırasında uygulanmadığı gibi dinlenilen yerel bilirkişilerin, taşınmazın evveliyatında kime ait olduğu, zilyetliğin süresi, zilyetliğin asli mi yoksa feri nitelikte mi olduğu, davacıların zilyetliğinin dayanağı hukuksal nedeninin ne olduğunu belirlemekten uzak, soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
O halde mahkemece; öncelikle davacılara taşınmazın kendileri ile davalıların murisi arasında paylı olmasını gerektirir hukuki neden ile davalarını dayandırdıkları maddi vakalar açıklattırılmalı, sonrasında gerek davacılardan dayandıkları deliller, gerekse davalıların dayanağı tapu kaydının sıra numarası sorulup saptanmalı, sonrasında dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazın tespite esas vergi kayıtları İlçe Özel İdare Müdürlüğünden getirtilmeli, akabinde yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi fen elemanı, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, tarafların açıklayacakları maddi ve hukuki olgular gözetilerek dayanakları belgeler ve tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli; yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tapu kayıtlarının ihdası, intikali, intikal sırasında hudutlarda ve miktarda değişiklik varsa bu değişikliğin nedeni, hudutların arz ettikleri özelliklerle taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, ayrıca davacıların davalılar ile aralarında mirasçılık ilişkisi bulunduğunu iddia ederek miras yoluyla gelen hakka dayanmaları halinde taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı var ise paylaşma olgusu araştırılmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberde götürülecek teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.