Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9796 E. 2014/11985 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9796
KARAR NO : 2014/11985
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : AZDAVAY SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2011/412-2013/162

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda …..Köyü çalışma alanında bulunan 165 ada 19, 167 ada 7, 168 ada 6 ve 8 parsel sayılı 356.73, 379.13, 1.575,12 ve 405,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile C.. K.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı M.. K.., taşınmazların miras bırakan babası M.. K.. ile davalıların murisi M.. K..’ya ait olup taşınmazlarda eşit pay sahibi olduğu iddiası ile taşınmazların 1/2 payının adına tescili istemi ile dava açmış, yargılama sırasında taşınmazların kök muris dedesi M.. K..’dan intikal ettiğini, ölümü ile de kendi babası ve davalıların murisi M.. K..’ya intikal ettiğini belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, ispat yükü kendisinde olan davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazların kök muris M.. K..’ya ait iken Mustafa’nın ölümünden sonra oğulları Mehmet ve M.. K..’ya kaldığını, dolayısı ile taşınmazların da bu iki kardeşin mirasçıları adına yazılması gerektiğini ileri sürmüştür. Keşifte dinlenilen taraf tanıkları taşınmazların Mehmet ve M.. K.. kardeşlere ait olduğunu, onlara da babalarından kaldığını beyan etmiş, talimat yolu ile dinlenilen M.. K.. mirasçısı F.. O.. ise dava konusu taşınmazların kendi babası Mehmet ve davacının babası Mustafa’ya ait olduğunu, babaları Mehmet’in kendileri küçükken öldüğünü, davacının babası Mustafa’nın ise daha davacı doğmadan öldüğünü, bu nedenle taşınmazları C.. K..’nın ekip biçtiğini, ancak davacının da taşınmazlarda hakkı bulunduğunu belirtmiştir. Açıklanan bu beyanlar karşısında taşınmazların kök muris M.. K..’dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında yöntemine uygun geçerli bir paylaşmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi gerekir. Mahkemece paylaşmanın varlığına dair bir araştırma yapılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından kök muris M.. K..’dan intikal eden taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı ve paylaşılmış ise paylaşımın ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların paylaşıma konu olup olmadığı, oldu ise kime düştüğü, paylaşımda her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, kadastro tespit tarihine kadar taksimin bozulup bozulmadığı, paylaşımdan sonra taşınmazları kimin kullandığı maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, taşınmazlarda yöntemine uygun bir paylaşımın bulunmadığının anlaşılması halinde bir mirasçı tarafından sürdürülen zilyetliğin tereke adına sürdürüldüğü yönündeki kural göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.