Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9755 E. 2014/8311 K. 13.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9755
KARAR NO : 2014/8311
KARAR TARİHİ : 13.06.2014

MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2011
NUMARASI : 2008/238-2011/415

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı Hazine vekili; K.. Köyü ..nolu kök kadastro parselinin, davalı S.. B..nin 37 nolu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı Adana B.. B.. tarafından imar düzenlemesine tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1211 sayılı kök parselin kadastro sınırları içerisine de şuyulandırmalar sonucunda K.. Köyü ..ada..ve.. sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak gerek S.. B..nce yapılan 37 nolu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana B.. B..nce yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini, imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil haline geldiğini ileri sürerek; 1211 sayılı parsele geri dönüşümü teminen tapu iptali ve Hazine adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, “davacı Hazinenin Seyhan Belediye Başkanlığı aleyhine açtığı davanın yasal zorunluluk nedeniyle taraf sıfatı kalmayan Seyhan Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı Hazinenin diğer davalılar yönünden davasının kabulü ile Adana İli Çukurova İlçesi K..Köyü 1211(239) kök parselde bilirkişilerin 11.11.2009 tarihli raporlarında belirtilen 198 metrekarenin imar öncesi kadastral hak durumuna dönülerek K..Köyü …parsel sayılı kadastro parselin ihyasına” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ve dahili davalı Ç.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescil isteğine İlişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; davada, taraf teşkili sağlanmamıştır. Özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; davalılardan İ.. Y..’nın dava tarihinden önce 24.11.1980 tarihinde öldüğü ve mirasçılarının bulunduğu; yine dava konusu imar parsellerinden .. ada.. sayılı parselin kayıt malikleri arasında N.. Ö..’nun da bulunduğu ancak adı geçen paydaşa davanın yöneltilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, taraf teşkili dava koşullarından olup, bu koşul sağlanmadan davanın esasına girilerek sonuçlandırılması usulen mümkün değildir. Öte yandan, tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istekli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, kadastral parsellerin kapsamında kalan ve iptale konu edilen imar parsel yada parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekeceği kuşkusuzdur Ayrıca; dava tarihinden önce ölen davalı İ.. Y.. bakımından, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinin gözetilmesi gerekeceği de açıktır. Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler dikkate alınmak suretiyle taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanması, ondan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de; dosya içeriği ve toplanan delillerden; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildiriminde (beyannamesinde) Hazine adına sicil oluşturulması öngörüldüğü halde, S.. B.. adına tescil edildiği ve S.. B.. tarafından başka birçok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bu imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiği ve bilahare aynı bölgede Adana B.. B.. tarafından yapılan ikinci imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dahil edildiği anlaşılmakta olup; S.. B.. adına oluşan sicil kaydının TMK’nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Diğer taraftan; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesiyle imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanıksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır. Ne var ki; çekişmeli imar parsellerinin 1211 sayılı ihdas parseli sınırları içerisinde kalan kısımları açıkça belirtilmek suretiyle bu bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile kadastral parselin ihyası ve ihya edilen ihdas parselinin Hazine adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, iptal ve tescil yönünde hüküm kurulmayıp infaza elverişli olmayacak biçimde ihya hükmü ile yetinilmiş olması doğru olmadığı gibi, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve Ç.. B..na iadesine, 13.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.