YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9721
KARAR NO : 2014/7767
KARAR TARİHİ : 04.06.2014
MAHKEMESİ : ELMADAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2011/331-2012/341
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında T.Köyü çalışma alanında bulunan ve davacı O.. İ.. ve arkadaşlarına ait eski . parsel sayılı 3930 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni .ada .parsel sayılı ve 2.974,43 metrekare yüzölçümlü olarak tescil edilmiştir. Davacı O.. İ.. ve arkadaşları, kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün haklı bir nedene dayanılmaksızın eksiltildiğini ileri sürerek Kadastro Müdürlüğünü hasım göstermek suretiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı O.. İ.. ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre uyuşmazlık; uygulama kadastrosu ile değiştirilen sınır nedeniyle davacıya ait . ada . parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün aynı ada . sayılı parsel lehine olacak şekilde, haksız yere azaltılmış olup olmadığına ilişkindir. Davanın davacı taraf, her ne kadar uygulama çalışması sırasında yüzölçümünde meydana gelen eksikliğin giderilmesi ve . ada . parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün tesis kadastrosunda olduğu gibi 3930 metrekare olarak belirlenmesi istemi ile Kadastro Müdürlüğünü hasım göstererek dava açmış ise de; mahallinde yapılan keşifteki uygulamaya göre uyuşmazlığın, uygulama kadastrosu sırasında ..ada .. parsel sayılı taşınmazla aradaki sınırın belirlenmesinde çapa dayalı müdahalenin önlenmesi kararının esas alınmasından kaynaklandığı, bir başka ifade ile uyuşmazlığın .. ada. sayılı parsele yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; öncelikle taraf teşkilinin dava şartı olduğu, bu şart sağlanmadan işin esasına girilemeyeceği göz önüne alınarak .sayılı parselin tapu kayıt malikleri davaya dahil edilmeli, bu amaçla düzenlenecek dilekçe ve duruşma günü kendilerine tebliğ edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmalıdır. Bundan sonra doğru sonuca varılabilmesi için, “Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmeler Yapılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara ilişkin Yönetmelik” uyarınca, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek olmayıp, tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve geçerli hale getirmek olduğu göz önüne alınarak, dava konusu taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanakları, komşu taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanaklarının örnekleri, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosuna ait kadastro tutanakları, kadastro sonucu oluşan tapu kaydı ile tüm tedavülleri, tesis kadastrosuna ait ölçü krokisi ve hesap çizelgesi, denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihlere en yakın tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, tesis kadastrosu paftası, varsa kadastrodan sonra tapuda yapılan itirazlara ilişkin ifraz haritaları ile Kadastrodan sonra sınırlarda değişiklik yapan mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı belirlenen diğer haritalar gibi bilgi ve belgeler toplanmalı ve bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirilmelidir. Bundan sonra mahallinde, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut, olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler, ortofoto, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve memleket haritaları ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Alınacak fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların yüzölçümleri ya da sınırları itibariyle zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi, hususlar bilimsel yöntemlerle ve denetime elverişli olacak şekilde açıklanmalı; raporda, “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik vc bilimsel verilere dayalı, ayrıntılara yer verilmelidir. Ayrıca fen bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazı, içinde bulunduğu adanın tamamı içindeki konumu ile, ayrıca sadece komşu parselleri ile birlikte konumunu gösterecek şekilde ilk tesis ve uygulama kadastrosu paftalarını, hava fotoğrafı, uydu fotoğrafı ve ortofoto üzerinde çakıştıran denetime elverişli harita düzenlenmesi uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları göstermesi istenmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması; ayrıca yukarıda açıklandığı şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın, tapunun iptali ve yeniden tescile ilişkin hüküm içermediği halde çapa dayalı men’i müdahale davası sonucu yeni mülkiyet sınırı belirleyen ilama değer verilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre hükme esas alınan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/45-1973/148 Esas-Karar sayılı ilamının kesinleşmediği ve dosyasının bulunamadığının göz önüne alınmaması da isabetiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.