Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9710 E. 2014/10976 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9710
KARAR NO : 2014/10976
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

MAHKEMESİ : AYANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2012
NUMARASI : 2009/185-2012/238

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ….. Köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 5 ve 7 parsel sayılı 4.794,75 ve 1.348,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle S..D… adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Ş.. D.., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Ş.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ıslah dilekçesiyle noter senedinde sınırları belirtilen çekişmeli taşınmazların 1/2 hissesinin tapu kaydının iptali ile adına tescilini ve 113 ada 7 parsel üzerinde bulunan evin 2. katının kendisine ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesini istemiştir. Davalı taraf noter senedinin muvazaalı olarak düzenlendiği iddiasıyla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece de noter senedi ile davacıya satıldığı iddia edilen çekişmeli taşınmazlarda satıcı-muris Salih’in ölünceye kadar zilyet olduğu, davacı-eşine zilyetliği devretmediği, murisin muvazaalı şekilde mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla çekişmeli taşınmazı davacıya temlik ettiği, dolayısıyla geçerli şekilde yapılmayan satışa hukuken değer verilemeyeceğinden bahisle hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazlar tapuda kayıtlı olmayıp, bu nitelikteki taşınmazlar yönünden muvazaadan söz edilemez. Öte yandan taşınmazlar başında yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler noter senedindeki taşınmazların bütün halinde çekişmeli 113 ada 5 ve 7 parselleri kapsadığını, ancak senet içeriğinden haberleri olmadığını, çekişmeli taşınmazlarda davacı ile eşi-muris Salih’in ölünceye kadar birlikte yaşadıklarını beyan etmişlerdir. Esasen dayanılan noter senedinin taşınmazlara aidiyeti de uyuşmazlık konusu değildir. Yine noter senedi hakkında “hata, hile, ikrah gibi nedenlerle senet iptali davası” veya “murisin sağlığında yaptığı tasarrufi işlemle ilgili tenkis davası” da açılmamıştır. Her ne kadar senet hakkında mahalli bilirkişilerin bilgisi yoksa da, senet içeriğinde dava konusu paya ilişkin zilyetliğin davacıya devredildiği belirtilmiştir. Satıcı ve alıcı karı-koca olup, çekişmeli taşınmazlarda birlikte yaşadıkları göz önüne alındığında kocanın karısına ait taşınmazda onun adına zilyet bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davacı lehine Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle edinme koşulları gerçekleştiğine göre mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi yönünde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.