YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9606
KARAR NO : 2014/8742
KARAR TARİHİ : 19.06.2014
MAHKEMESİ : ŞARKÖY (MALKARA) KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2013
NUMARASI : 2011/2-2013/2
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında U.. Köyü çalışma alanında bulunan ..ada ..parsel sayılı 2.792,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın İ.. Ö..’in kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. B.., taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiası ve adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman sınırları dışına çıkartıldığı 29.12.1991 tarihi ile Hazine adına tescil edildiği 30.01.1995 tarihi arasında zilyetlik yolu ile kazanmayı sağlayıcı 20 yıllık sürenin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz 6831 sayılı Yasa’nın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi uyarınca 1991 yılında orman sınırları dışına çıkartılmış, 1995 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında da Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak İ.. Ö.. gösterilmiştir. Taşınmazın bulunduğu yerde 2011 yılında 3402 sayılı Yasa’ya 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesine göre kullanım kadastrosu yapılmış ve dava konusu taşınmazın daha önce kullanıcısı belirlendiği için güncelleme yapılması ile yetinilmiş, güncelleme listesinde taşınmazın beyanlar hanesine İ.. Ö..’in kullanıcı olduğu yazılmıştır. Güncelleme listesi de 08.06.2011-08.07.2011 tarihleri arasında ilan edilmiş davacı H.. B.. askı ilan süresi içinde taşınmazı kullanıcı İ.. Ö..’den satın aldığını ve halen kendi kullanımında olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Dava yukarıda açıklandığı şekilde kullanım kadastrosuna karşı açılmış olup mahkemenin kabul ettiği şekilde mülkiyete yönelik bir dava değildir. Öte yandan davalı İ.. Ö.. taşınmazı 40 yıldır kendisinin kullandığını ancak davacıya sattığını, son 5 yıldır davacının kullandığını, keşifte dinlenen bilirkişi ve tanıklarda taşınmazı önceki zilyet İbrahim’den davacının satın aldığını ve halen davacı tarafından zilyetliğin sürdürüldüğünü beyan etmişlerdir. Hal böyle olunca mahkemece zilyetlik şerhine yönelik olarak açılan davada davacının zilyet olduğu toplanan delillerle kanıtlanmış olduğuna göre davacı tarafından açılan davanın kabulüne karar vermek gerekirken davada uygulama yeri bulunmayan yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.