YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9517
KARAR NO : 2014/7151
KARAR TARİHİ : 28.05.2014
MAHKEMESİ : MENDERES SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2012
NUMARASI : 2012/547-2012/1030
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında G.. Köyü çalışma alanında bulunan 2403 ada 11 parsel sayılı 131,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve S.. K..’in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak üzerinde ev bulunan arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı S.. K.., beyanlar hanesinde kimlik bilgilerinin yanlış yazıldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu ve tapuda isim düzeltilmesi davasının malik tarafından açılabileceği, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı S.. K.. 10.08.2012 tarihli dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde kullanıcı olarak kendisinin tespit edilmesine rağmen soyadının K.. olarak tespit ve tescil edildiğini belirterek dava açmış, beyanlar hanesindeki soyadının Küçükahmetler olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Açıklanan bu niteliğine göre, dava; tapu kaydındaki şerhteki soyadı düzeltilmesine ilişkin olup, kullanım kadastrosunun niteliği ve amacı ile 6292 sayılı Yasa hükümleri göz önüne alındığında, taşınmazı öncelikle satın alma hakkı bulunan zilyet davacının kimlik bilgilerinin gerçeğe uygun hale getirilmesi istemi ile açtığı bu davada hukuki menfaatinin ve aktif husumet ehliyetinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, Mahkemece davacı tarafın iddiasına ilişkin delillerinin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.