Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/95 E. 2014/286 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/95
KARAR NO : 2014/286
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : GÖKÇEADA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2013
NUMARASI : 2013/53-2013/116

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu T.. K.. çalışma alanında bulunan 120 ada 16 parsel sayılı 58,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle mirasçıları bilinemediğinden “ölü” olduğu şerhi verilmek suretiyle M..Y..Ç.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Y.. P.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli parselin bir bölümünün kendisine ait olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 6100 sayılı HMK’nın 119/1-b ve 119/2. maddeleri uyarınca davalı tarafın ad, soyad ve adreslerini gösterilmediği ve verilen kesin süre içerisinde de eksikliklerin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı Y.. P.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava dilekçesinde davalı tarafın ad, soyad ve adreslerinin gösterilmediği ve eksikliğin verilen kesin süre içerisinde tamamlanmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nın 119/1-b ve 2. maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Öncelikle belirlemek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/4. maddesi ile getirilen “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki düzenleme ile dava dilekçesinde, tarafın yanlış gösterilmesinin “kabul edilebilir bir yanılgı”ya dayanılması halinde, taraf değişikliğinin kabul edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Dava, kadastro sonucu ölü olduğu belirtilerek “Mariya” adına oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tesciline ilişkindir. O halde, çekişmeli taşınmazın tapu kayıt maliki olarak görünen ve ölü olduğu anlaşılan Mariya’nın mirasçılarının ad ve soyadlarının açıkça yazılmak suretiyle husumet yöneltilerek dava açılması gerekirken, davalı olarak “Mariya’nın mirasçıları” şeklinde davanın açılmış olması isabetsiz ise de davanın “Mariya’nın mirasçılarına yönelik açıldığı ancak, Mariya’nın mirasçılarının kim olduğunun davacı tarafça bilinemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ne tapu kaydında ne de tespit tutanağında kayıt maliki Mariya’nın mirasçıları belirtilmediğine göre, kendilerine husumet yöneltilmesi gereken kayıt maliki Mariya’nın mirasçılarının, dava dilekçesinde gösterilmemiş olması “kabul edilebilir bir yanılgı” olarak değerlendirilmeli ve bu gibi durumlarda, talep halinde HMK’nın 124/4. maddesi uyarınca, verilecek ara kararla durumun belirtilmesi ve davanın doğru hasıma veya hasımlara yöneltilmesi için davacı tarafa imkan sağlanması gerektiği kabul edilmelidir. Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde, “M.. Y.. Ç.. mirasçıları” şeklinde husumet yönelterek dava açmış, aynı dilekçede ise davalı Mariya’nın mirasçılarının tespiti için yetki talep edilmiştir. Ancak mahkemece, davacı vekilinin bu yetki talebi göz ardı edilerek; davalıların ad, soyad ve adreslerinin bildirilmesi (dava dilekçesindeki noksanlığın tamamlanması) için kesin süre verilme yoluna gidilmiştir. Davacı vekili, 27.11.2013 tarihli dikçesi ile “Mariya’nın mirasçılarının” belirlenmesi için yetki verilmesi talebini yinelediği halde, mahkemece 29.11.2013 tarihli ön inceleme sonucu davanın açılmamış sayılmasına dair nihai hüküm kurulmuştur. Ne var ki Mahkemece, davacı tarafa dava dilekçesindeki noksanlığı giderebilmesi için “Mariya’nın mirasçılarının” belirlenmesine yönelik yetki ve süre verilmesi, verilecek yetki ve süreye rağmen eksikliğin giderilmesine çalışılmadığı takdirde 6100 sayılı HMK’nın 119/2. maddesi uyarınca kesin süre verilmesi gerekirken bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.