Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9471 E. 2014/13986 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9471
KARAR NO : 2014/13986
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

MAHKEMESİ : IĞDIR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2012/9-2013/108

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
2012 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında, .. Köyü çalışma alanında bulunan 584 parsel sayılı 27.360 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacının zilyetliğinde olduğu belirtilerek metruk taşınmazlardan olduğu gerekçesiyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Tutanağın Kadastro Mahkemesine gönderilmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın veraset ilamında belirtilen payları oranında davacı A..Y…..mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1953 yılında yapılan kadastro çalışmalarında çekişmeli 584 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına tespit edilmiş, Abdullah Yıldırım bu tespite itirazla dava açmış, Tapulama Mahkemesi tutanağın geçerli olmadığı gerekçesiyle 20.01.1981 Tarih, 1956/1543 Esas-1981/2 tarihli kararı ile kadastro tutanağının usulüne uygun şekilde yeniden tanzimi için dosyanın Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesine karar vermiş ve bu karar 16.02.1981 tarihinde kesinleştirilerek dosya Kadastro Müdürlüğüne gönderilmiştir. Kadastro Müdürlüğü 2012 yılında yeniden tespit yaparak taşınmaz hakkında yeni bir kadastro tutanağı düzenlemek suretiyle taşınmazı yine Hazine adına tespit etmiş ve tespit tutanağını askı ilanına çıkarmıştır. Askı ilan süresi içinde tespite karşı açılmış bir dava bulunmadığı halde Kadastro Müdürlüğünce dosyanın kül halinde kadastro mahkemesine gönderildiği ve Kadastro Mahkemesi’nce esasa kaydedilerek yargılama yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar, Abdullah Yıldırım davacı olarak kabul edilmek suretiyle yargılama yapılarak hüküm kurulmuş ise de; 1953 yılında yapılan tespite itiraz davası neticesinde tapulama mahkemesince nihai bir karar verilerek yeniden tutanak tanzimine yönelik hüküm kurulduğu ve kesinleşen bu karar gereğince çekişmeli taşınmaz hakkında yeniden tutanak düzenlenerek askı ilanına alındığı, askı ilan süresi içinde çekişmeli taşınmaza A.. Y… tarafından dava açılmadığı hususları göz önüne alındığında A… Y..’ın 1953 yılındaki tespite karşı açtığı davanın, 2012 yılındaki tespite de itiraz niteliğini taşıdığı anlamına gelmeyeceğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece 584 parsel sayılı taşınmaz hakkında 2012 yılında yapılan tespite yönelik süresinde usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu taşınmazın tutanak aslının olağan usule göre kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar vermek gerekirken, bu yön göz ardı edilerek inceleme yapılıp, hüküm kurulması isabetsiz olup, Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.