Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9449 E. 2014/12368 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9449
KARAR NO : 2014/12368
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ : REŞADİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2006/35-2013/236

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu K.. Mahallesi çalışma alanında bulunan 102 ada 2, 104 ada 70, 73, 105 ada 46, 52, 107 ada 8, 108 ada 38, 109 ada 9, 111 ada 34, 65, 67, 113 ada 7, 121 ada 73, 122 ada 23, 61, 68, 124 ada 1, 129 ada 3, 141 ada 25 parsel sayılı sırasıyla; 5040.00, 729.10, 1600, 4560, 5200, 16720, 2440, 15440, 3800, 6000, 2480, 3280, 4640, 4400, 2120, 3120, 6038, 238.66 ve 721.49 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile eşit hisselerle H.M.., C. ve S.. Y.. adlarına tespit ve tescil, 104 ada 24 parsel sayılı 104.12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle eşit hisselerle H.., M.., C.. ve S.. Y.. adlarına tespit ve satış nedeni ile 1/4’er hisse ile Hakkı ve M.., 2/4 hisse ile S.. Y.., 104 ada 25 parsel sayılı 147.54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle eşit hisselerle M.. ve M.. Y.. adına tespit ve satış nedeni ile S.. Y.. adına tescil edilmiştir. Davacı N.. Y.., miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların evveliyatında davacı ve davalıların kök murisi M.. Y..’a ait olduğu, malik sıfatıyla zilyetliğinin 35-40 yıldır davalılarda olduğu, kök muris M.. Y..’ın Ankara 11. Noterliğinin 03.04.1972 tarihli ve 8335 numaralı noter senediyle taşınmazlarını bir kısım davalılara sattığı ve bu senede istinaden dava konusu taşınmazların kadastro tespitinde davalılar adına tespit gördüğü gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı N.. Y.., yukarıda sayılan 24 taşınmaz hakkında miras yolu ile gelen hakka dayanarak dava açmış, yargılama sırasında 104 ada 13, 129 ada 34 ve 108 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davasından feragat etmiştir. Davalılar vekili Av. Ş..D.. 17.04.2007 tarihli dilekçesi ile 102 ada 2, 107 ada 84, 109 ada 9, 113 ada 7, 122 ada 23 ve 124 ada 1 parsel sayılı 6 adet taşınmazın davalılar tarafından noter senedi ile satın alındığını beyan etmiş, dosya arasında bulunan Ankara 11. Noterliği’nin 03/04/1972 tarihli ve 8335 numaralı noter senedinde ise sınırları belirtilmek sureti ile 6 adet taşınmazın davacı ve davalıların murisi M.. Y.. tarafından davalılar H..Y.. C.. Y.. ve M.. Y..’a satıldığı ve devredildiği belirtilmiştir. Buna rağmen, Mahkemece; dava
konusu taşınmazların tümünün noter senedi ile davalılara satıldığının kabul edilmesi isabetsizdir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için; taraf delilleri toplandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların fiili kullanımına ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davalılar tarafından sürdürülen fiili zilyetliğin bulunup bulunmadığı, var ise kimin hangi taşınmaz bölümünü hangi tarihten itibaren, ne şekilde ve neye istinaden kullandığı tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, Ankara 11. Noterliğinin 03.04.1972 tarihli ve 8335 numaralı noter senedine konu taşınmazlar belirlenip, bu taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin niteliği ve süresi, taşınmazların davalılara devredilip devredilmediği kesin olarak belirlenmeli, bu taşınmazlar dışında kalan taşınmazlar açısından; taşınmazların ortak muristen kaldığının tespit edilmesi durumunda, mirasçılar arasında usulünce paylaşılıp paylaşılmadığı ve muris tarafından davalılara satılıp satılmadığı hususları sorulup açıklattırılmalı, taşınmazların taksime ve satışa konu olmaması halinde, taşınmazlar üzerinde bir mirasçının sürdürdüğü zilyetliğin miras şirketi adına olduğu göz önünde bulundurularak, davacının davasının kabul edilmesi gerektiği düşünülmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.