Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9445 E. 2014/10050 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9445
KARAR NO : 2014/10050
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : SOLHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2013/7-2014/14

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu A. Köyü çalışma alanında bulunan .. ada.. parsel sayılı 41.489,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, Kadastro Mahkemesi kararı sonucu hükmen 38.405,26 metrekare olarak aynı vasıfla Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı N.. U.. ve müşterekleri vekili, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; Kadastro Mahkemesinin 2006/560 Esas, 2010/46 Karar sayılı ilamına konu olan ve aynı parsel hakkındaki davada, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, sözü edilen dosyada redde karar verilen bölümde, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve özel mülkiye elverişli bulunmayan yerlerden olduğu gerekçesine dayanıldığı, temyiz edilen bu kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2010/3155 Esas, 2010/5131 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, her ne kadar davacılar açısından kesin hükümden bahsedilemez ise de; Kadastro Mahkemesi dosyasının bu davada güçlü delil olduğu, bu nedenle, çekişmeli taşınmaz üzerinde keşif yapılsa bile dava konusu edilen taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu hususunun değişmeyeceği gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece de değinildiği üzere, Kadastro Mahkemesi’nin 2006/560 Esas sayılı dava dosyası taraflar arasında kesin hüküm teşkil etmeyip güçlü delil niteliğindedir. Bu bakımdan, Mahkemece tarafların delillerinin toplanıp, usulünce zilyetlik araştırması yapılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır. Teknik bilirkişi heyetine yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişilerden taşınmazın tamamı üzerinde ekonomik amaca uygun şekilde zilyetlik bulunup bulunmadığını, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, niteliğini açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.