YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9411
KARAR NO : 2014/10941
KARAR TARİHİ : 30.09.2014
MAHKEMESİ : PERŞEMBE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2013/81-2013/197
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu İ. B.K. çalışma alanında bulunan .. ada .. parsel sayılı 3.518,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz eşit hisselerle H.. Ö.., E.. Ş.., A.. C.. ve N.. C.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. C.., irsen intikal, taksim ve satın almaya dayanarak, Alaettin ve N.. C.. hisseleri hakkında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
6100 sayılı HMK’nun 298/2. maddesi uyarınca, mahkeme tarafından tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Ne var ki, somut olayda, mahkemece tefhim edilen hüküm sonucunda “davanın kabulüne” karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “davanın reddine” karar verilmek suretiyle kararlar arasında çelişki oluşturulmuştur. Bu husus, yukarıda yazılı usul hükmüne aykırı olduğu gibi, kararların farklı ve çelişkili olması adalete güven ilkesini de zedeleyecek mahiyette bulunduğundan isabetsizdir. Hal böyle olunca mahkemece, önceki kararla bağlı kalınmaksızın, dosya kapsamı değerlendirilmeli ve sonucuna göre işlem yapılarak çelişkiye yol açmayacak şekilde hüküm tesis edilmelidir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.