Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9295 E. 2014/6609 K. 22.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9295
KARAR NO : 2014/6609
KARAR TARİHİ : 22.05.2014

MAHKEMESİ : BAHÇESARAY KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2012/4-2013/23

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacı Hazine’nin tutunduğu, dava konusu 318 ada 3 sayılı taşınmazın bir bölümünü kapsadığı anlaşılan 03.03.1971 gün ve 74 sayılı tapu kaydının kapsamının tayini için varsa haritası getirtilerek kadastro paftasının ölçeği ile Hazine tapusunun dayanağı haritanın ölçeği eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanması, tapu kaydının haritasının bulunmaması halinde kaydın sınırları birer birer okunarak sabit sınırlardan başlanmak suretiyle uygulanıp, kapsamının miktarına göre belirlenmesi; tapu kaydı kapsamında kalan bölümün Hazine adına, geriye kalan taşınmaz bölümünün de davalı S.. A.. adına tapuya tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu 318 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi davalı S.. A.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin bozma kararına uyması ile davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmakla mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılıp karar verilmesi de zorunlu hale gelmiştir. Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Yukarıda özetlenen bozma ilamında Hazine dayanağı olan tapu kaydının çekişmeli taşınmazın bir bölümünü kapsadığı ifade edilmek suretiyle tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu kabul edilmiş ve kapsamının tayininde izlenecek yol açıklanmıştır. Mahkemece davacı Hazine dayanağı olan tapu kaydı haritası getirtildiği halde bozmada belirtilen şekilde mahalline uygulanmadığı gibi tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bozma ilamında, tapu kaydının taşınmaza aidiyeti kabul edildiği ve mahkemece bu ilama uyulduğu halde sonradan ilama farklı anlam yüklenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Nitekim, 04.02.1959 gün ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da (R.G. 28.04.1959 gün ve sayı:10193) usuli kazanılmış hakkın hukukumuzdaki yeri; “temyiz merciince bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde bozulan kararın bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükümdür. Bir cihetin bozma kararının şümulü dışında kalması da iki şekilde olabilir. Ya o cihet, açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş fakat dairece itiraz reddedilmiştir; yahut da onu hedef tutan bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen dosyanın temyiz dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan onun bir bozma sebebi sayılması mümkün bulunduğu halde o cihet dairece bozma sebebi sayılmamıştır. Her iki halde de o konu bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemece uyulmuş olması, taraflardan birisi lehine usuli bir müktesep hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme, ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Zira usulü müktesep hakkın tanınması da amme intizamı düşüncesiyle kabul edilmiş bir esastır.”  şeklinde açıklanmıştır. Hal böyle olunca; davacı Hazine dayanağı olan 03.03.1971 tarih 74 numaralı tapu kaydının haritası uygulanmak suretiyle haritasına değer verilerek kapsamı tayin edilmeli, Hazine dayanağı olan tapu kaydının haritasının uygulama kabiliyeti yok ise bozma ilamında işaret edildiği şekilde tapu kaydının sınırları birer birer okunarak sabit sınırlardan başlanmak suretiyle kapsamı miktarına göre belirlenmeli, bilinmeyen sınırlar yönünden tarafların göstereceği tanıklar dinlenmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, daha sonra Hazine tapusunun kapsamında kalan bölümün Hazine adına, geriye kalan taşınmaz bölümünün de davalı S.. A.. adına tapuya tesciline karar verilmelidir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek, yeni gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.