YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9283
KARAR NO : 2014/11487
KARAR TARİHİ : 16.10.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2013/442-2013/178
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
ullanım kadastrosu sırasında ….. Mahallesi çalışma alanında bulunan, 121 ada 7 parsel sayılı 10.748,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve S.. K.. ve müştereklerinin fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı N.. K.. ile H.. K.. ve arkadaşları taşınmazın ortak murislerinden intikal ettiği iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişme konusu 121 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar H.. K.. ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar çekişmeli taşınmaz tutanağının beyanlar hanesinde lehlerine kullanım şerhi verilen kişiler aleyhine, çekişmeli taşınmazın kullanım hakkının müşterek muristen intikal ettiği iddiasıyla adına kullanım şerhi verilen davalılar ile birlikte kendi lehlerine de kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece; çekişmeli taşınmazın uzun süredir tarımsal üretimde kullanılmadığı ve davacıların herhangi bir fiili kullanımlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4/1. madde gereğince; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2’nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın tarafların murisleri A.., R.. ve C.. K.. ortak kullanımında bulunduğu, ölümlerinden sonra da mirasçıların kullanmaya devam ettiğini bildirmişler, keşif sonrası alınan uzman bilirkişi raporlarında da taşınmazın üzerinde 20 yaşlarında meyve ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın bir bölümünün de sürülü vaziyette olduğunun belirtilmiş olması karşısında taşınmaz üzerinde fiili kullanım olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davacılar taşınmaz üzerinde fiili kullanımlarının bulunduğu iddiasında olmayıp taşınmazın kullanım hakkında miras nedeniyle haklarının bulunduğunu ileri sürmektedirler. Hal böyle olunca çekişme konusu taşınmazın fiilen davacılar tarafından kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın taşınmazın kullanım hakkının tarafların ortak murislerinden gelip gelmediği, geldiği takdirde usulünce taksim yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.