YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9194
KARAR NO : 2014/10722
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
MAHKEMESİ: DERİNKUYU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2013/53-2013/183
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar E. A. ve arkadaşları, S. Kasabası çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün maliki bulundukları .. ada . parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğu iddiasıyla tapu kaydına dayanarak tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar S.. A.. ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar S.. A.. ve arkadaşları, kadastro sırasında haritasında yol olarak gösterilen taşınmazın,.. ada ..parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olduğu iddiasıyla dava açmış olup dosyadaki mevcut kadastro tutanağı, tapu kaydı ve tespite esas 03.06.1987 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydına göre . ada .. parsel sayılı taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereğince tarafların murisleri E.A. ve H. H. A. adlarına tespit ve tescil edildiği, davacıların da tereke adına dava açtıkları görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, iştirak halinde mülkiyet hükümlerinde terekeye ilişkin tasarruf işlemlerinin, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılmasının zorunlu olduğu, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği göz önüne alındığında diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Mahkemece mirasçılara duruşma gününün tebliğ edilmiş olması yukarıda anılan anlamda taraf teşkilinin sağlanması için yeterli değildir. Hal böyle olunca; davacılara diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması veya muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilmeli, bu yolla taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerekir. Kabule göre de; davacıların tutunduğu ve çekişme konusu taşınmaz bölümünü kapsadığı anlaşılan 03.06.1987 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydı davalılar, Hazine ve S. Köyü Tüzel Kişiliğinin taraf olduğu mahkeme ilâmıyla oluşmuştur. Anılan tescil ilâmının, taraf olan Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği yönünden bağlayıcı olacağı tartışmasızdır. Aynı şekilde; tescil ilâmıyla oluşmuş tapu kaydının da mülkiyet belgesi olduğunun ve zilyetlikle birleşmese de kayıt sahibine mülkiyet hakkını kazandıracağının gözetilerek kayıt kapsamının kayıt malikleri ya da mirasçıları adına tescili gerekirken davacılar ve murislerinin çekişmeli bölüm üzerinde hiç bir zaman zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.