Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9131 E. 2014/10712 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9131
KARAR NO : 2014/10712
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : MESUDİYE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2013
NUMARASI : 2009/319-2013/4

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, G. Köyü çalışma alanında bulunan ..ve .. ada .. parsel sayılı .. ve .. parsel sayılı taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı C.. D.. adına, 168 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ise aynı nedenlerle müştereken C.. D.. ve K.. B.. adlarına tespit edilmiştir. Davacı H.. B.. çekişme konusu taşınmazların müşterek muris M.. B..’dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu .. ada .. ada .. parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaliyle Halil oğlu M.. B.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı C.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazların tespiti, yukarıda belirtildiği şekilde miras yoluyla gelen hakka, taksim ve zilyetliğe dayalı olarak yapılmış, davacı H.. B.. çekişme konusu taşınmazların kendi kök murisi Mustafa’dan intikal ettiğini ve terekenin paylaşılmadığını iddia etmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların öncesinin kime ait olduğu ve kime ne şekilde intikal ettiği noktasında toplanmaktadır. Ne var ki mahkemece, davalı tarafa tanıklarını bildirmesi için süre verilmemiş, davalı tarafın yokluğunda, zilyetliğe ilişkin tanık dinlenmeden, sadece kök muris Mustafa mirasçılarından mahalli bilirkişi olarak D.. K..’nın beyanı esas alınmak suteriyle çekişme konusu taşınmazların kök muris M. B. adına tesciline karar verilmiştir. Yapılan inceleme ve araştırma açıklanan nedenlerle hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. O halde, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davalı tarafa tanıklarını bildirmesi için süre verilmeli, bundan sonra taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen, taraflarla akrabalığı ve miras ilişkisi bulunmayan üç kişilik yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan, çekişme konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, taraflar arasında mirasçılık ilişkisinin bulunup bulunmadığı, varsa usulüne uygun paylaşmanın yapılıp yapılmadığı, mirasçılık ilişkisi yoksa
sürdürülen zilyetliğin kim tarafından ve ne sıfatla olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri dinlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.