Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/9104 E. 2014/10193 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9104
KARAR NO : 2014/10193
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : PAZAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2014
NUMARASI : 2011/9-2014/31

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Y. Köyü çalışma alanında bulunan ..ada ..parsel sayılı 1.743,64 ve 176,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı C.. Ş.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı S.. Ş.., miras yoluyla gelen hakka, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 111 ada 351 ve 352 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı S.. Ş.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların taksim sonucu davacının babasına, babasından da davacıya kaldığı, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazın taksim sonucu dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığı, taşınmaza 30 yıldır aslen zilyet olduğu iddiasına dayanmış; davalı ise, taşınmazların taksimen kendisine kaldığını savunmuştur. Mahallinde yapılan keşifte çekişmeli taşınmazların davacının babasına mı yoksa davalıya mı düştüğü, davacının taşınmazlar üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin kendi adına mı davalı adına mı olduğu hususları aydınlatılmamıştır. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için yeniden üç kişilik yerel bilirkişi kurulu tespit edilerek, taraf tanıklarının tamamı olduğu halde taşınmazların başında yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, kadastro tespit gününe kadar taşınmazda kimin, hangi tarihten itibaren ne şekilde ve hangi sıfatla taşınmaza zilyet olduğu, çekişmeli taşınmazların taksim sonucunda kime düştüğü, davacı tarafından taşınmazda sürdürülen zilyetliğin kendi adına mı yoksa davalıya izafeten mi olduğu, hangi sebeple davacının zilyetliğinin bulunduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; zilyetlik durumu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.