YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9029
KARAR NO : 2014/12697
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : ÇATALCA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2012/168-2013/278
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda 136 ada 9 ve 140 ada 1 parsel sayılı 7.166,50 ve 2847,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 136 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 500 metrekaresinin dava dışı A… oğlu M.. S..Ç..’ın, geri kalan kısmının davalı M.. U..’ın, 140 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalılar M.. U.. ve Y.. U.. mirasçılarının kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, taşınmazların muris A.. U..’dan kaldığını öne sürerek davacı ve davalıların kullanımında olduğunun beyanlar hanesine yazılması istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların davalıların kullanımında olduğu, davacıların, tüm mirasçılar adına davalılar tarafından kullanıldığını ispat edemedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacılar taşınmazların tarafların ortak murisleri A.. U..’a ait iken ölümüyle tüm mirasçılara kaldığını, mirasçıları arasında usulüne uygun taksim yapılmadığını öne sürerek dava açmışlardır. Taşınmazlar başında yapılan keşifte ve duruşmada dinlenilen tanıkların bir kısmı taşınmazların ortak muristen kaldığı yönünde beyanda bulunmuşlar diğer bir kısmı da taşlık bir yer iken davalılarca temizlenip tarla olarak kullanıldığını bildirmişlerdir. Birbiriyle çelişen ve soyut nitelikteki beyanlara göre karar verilemez. O halde; sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları ve önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, alınan beyanlar ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı, çekişmeli taşınmazların kök muristen mi kaldığı, yoksa
davalılarca imar ve ihya edilerek kullanıldığı tereddütsüz belirlenmeli, muristen kaldığının anlaşılması halinde mirasçıları arasında usulüne uygun taksim yapıldığı yönünde davalıların savunmasının bulunmadığı dikkate alınarak davacıların davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmeli, ortak muristen kalmadığının belirlenmesi halinde davalılardan M.. U.. ve H.. U.. davayı kabul ettiği göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, bir kısım davalıların davayı kabul etmelerine rağmen mahkemece sonradan davanın reddini istediler şeklinde hukuki olmayan bir gerekçe ile kabul beyanlarına itibar edilmemesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.