YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8992
KARAR NO : 2014/16163
KARAR TARİHİ : 25.12.2014
MAHKEMESİ : KANDIRA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2013/42-2014/61
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında 180 ada 8 parsel sayılı 63.616,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 1985 yılından beri davalı E.. C.. ile davalı-davacı C.. C..’nın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. C.. miras yoluyla gelen hakka dayanarak taşınmazın muris A. C.mirasçılarının kullanımında olduğunu, davacı R. Ç. satın alma nedeniyle kendi kullanımında olduğunu, davalı-davacı C.. C.. taşınmazın tamamının yalnızca kendi kullanımında olduğunu öne sürerek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı-davacı C.. C..’nın davasının kabulüne, diğer davacıların davalarının reddine; çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmasına, beyanlar hanesinde sadece C.. C..’nın kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı M.. C.. vekili, davacı R. Ç. vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacılardan M.. C..’nın taşınmazın murisinden kaldığını, davacı R. Ç. ise taşınmazın kullanıcısı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davalı C. C. kabul beyanına değer verilerek davacı C.. C..’nın davasının kabulüne karar verilmiştir. Taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tespit bilirkişileri 1965 ve 1972 doğumlu olup taşınmazın evveliyatını bilmeleri yaşları itibariyle mümkün olmadığı gibi, dinlenen davacı tanıklarının beyanları da soyut ve kendi içinde de çelişkili olup beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmemiş; keşif için verilen ara kararda davacı tanıklarının taşınmaz başında dinlenilmesi için tebligat çıkartılmasına karar verildiği halde, mahkeme kalemi tarafından gereği yerine getirilmediği için tanıklar dinlenilmemiş; davacılar vekillerinin dinlenilmeyen tanıkların duruşmada dinlenilmesi talebi de gerekçesiz olarak reddedilmiştir. Diğer yandan davalı C. C. 25.12.2013 tarihli duruşmada, babasının kendisine 5 altın verdiğini bu 5 altınla da 5 dönüm yer aldığını, oğlu Cemil ile birlikte kullandığını, davacı oğlu Mehmet’in kırk yıl önce gittiğini, davacıyı tanımadığını, onun bu taşınmazda yeri olmadığını söylemiştir. Davalı Cemile’nin tanımadığını belirttiği davacının hangi davacı olduğu belirlenmediği gibi, davacı oğlu Mehmet’i kastetmesi halinde tanımadığı yönündeki beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve taşınmazın yüzölçümünün 63.616,53 metrekare olması karşısında kendisine ait yerin 5 dönüm olduğuna dair beyanı arasındaki çelişki üzerinde de durulmamıştır. O halde; sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek altmış yaşın üzerinde yerel bilirkişilerle; tarafların bildirmiş oldukları tüm tanıklarla önceki keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, davacı Mehmet ile davacı Rıza arasındaki satışa değer verilip verilemeyeceği, davacı Rıza’nın taşınmazın tamamı ya da bir bölümü üzerinde kulanımının olup olmadığı, varsa hangi sebebe dayalı olarak kullandığı, hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanıklardan alınan beyanlar ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerin beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı, taşınmazın tamamı ya da bir bölümü üzerindeki kullanımın, kullanıcısının kendi adına mı yoksa başkaları adına mı olduğu hususu tereddütsüz belirlenmeli; toplanmış ve toplanacak tüm deller birlikte değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, kabule göre de taşınmazın 2/B niteliğine ilişkin bir dava ve talep bulunamasına rağmen hüküm yerinde ayrıca taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasına dair hüküm kurularak infazda tereddüt yaratılması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.