Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/8985 E. 2014/11979 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8985
KARAR NO : 2014/11979
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : VEZİRKÖPRÜ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2014
NUMARASI : 2013/234-2014/4

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar M.. D.. ve müşterekleri vekili 01.08.2013 havale tarihli dava dilekçesinde; kadastro tespiti sırasında …. Köyünde bulunan, 152 ada 1 ve 101 ada 179 parsel sayılı taşınmazlar arasında ve 101 ada 179 parsel sayılı taşınmazın doğusunda yol bulunmadığı halde yol olarak bırakıldığı, kadimden beri müvekkillerinin murisi H.. D.. tarafından kullanıldığı iddiası ile bu bölümlerin müvekkilleri adına tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında 101 ada 174 parsel sayılı taşınmazın doğusunda kalan bölüm olarak ve müvekkillerinin babası H.. D..’in halen sağ olduğu, taşınmazların müvekkillerinin kullanımında olduğu şeklinde dilekçesini ıslah etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; kadastro tespitinin 2005 yılında kesinleşmesi nedeniyle tespit öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tescil davasının açılabilmesi için davacı tarafça makul sürenin geçirildiği, tespit sonrası zilyetliğe dayalı olarak davanın açıldığı kabul edildiğinde ise tespitin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme için gerekli olan 20 yıllık sürenin dolmadığı kabul edilerek karar verilmiş ise de; mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan yolun tesciline ilişkindir. 3402 sayılı Yasa’nın 16. maddesi gereği yollar kadastro tespiti sırasında haritasında gösterilmekle yetinilir. Bu tip yerlerin komşu parselleri hakkında kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacılar kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı Yasa’da, gerekse de 4721 sayılı Yasa’nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal bir düzenleme yoktur. Hal böyle olunca; öncelikle, TMK’nın 713/3. maddesinde yer alan düzenleme gereğince aynı Kanun’un 713/1. maddesi uyarınca açılacak davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi yasal hasım durumunda olduğuna göre öncelikle taraf teşkilinin dava şartı olup, bu şart sağlanmadan işin esasına girilmesinin mümkün olmadığı göz önüne alınmak suretiyle taşınmazın bulunduğu …. Köyünün Tüzel Kişiliğinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca (Samsun Büyükşehir sınırları içerisinde bulunduğundan) sona erdiği göz önünde bulundurularak öncelikle davada Hazine ve Vezirköprü Belediye Başkanlığı ile Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına husumet yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması, varsa savunma ve delillerinin tespiti, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Taraf teşkili tamamlanmadan işin esasına girilerek ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.