YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8922
KARAR NO : 2014/11351
KARAR TARİHİ : 16.10.2014
MAHKEMESİ : MUŞ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2006/662-2013/35
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …..Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 105 ada 2, 3, 4, 7, 38 39, 41, 42, 43, 44 parsel sayılı 7.053.77, 9.324.31, 2.847.59, 50.547.22, 17.671.28, 20.130.82, 15.262.83, 24.718.29, 7.039.01 ve 29.343.94 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı P.. M.. ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak mera olarak sınırlandırılmaları istemi ile ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli taşınmazların mera olarak sınırlandırılması ile özel siciline tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar P.. M.. ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların etrafının 105 ada 83 parsel numaralı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olduğu, taşınmazlara ait bileşik krokiden doğal sınırlar ile belirgin bir şekilde meradan ayrılmadıkları bu halleri ile zilyetlikle iktisabı ve özel mülkiyete konu teşkil etmesi mümkün olmayan kamu orta malı mera niteliğinde ve meradan açılma araziler olduğu, taşınmazların bulunduğu köyün terör nedeniyle boşaltılmış olması nedeniyle keşif yapılmasının dosyanın esasına herhangi bir katkı sağlamayacağı gerekçesi ile taşınmazların başında keşif yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dava, taşınmazın aynına ilişkin olup bu tür davalarda taşınmazların başında keşif yapılarak tanık ve bilirkişilerin taşınmaz başında dinlenmeleri zorunlu bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazların mera olduğu iddia edildiğine göre mahallinde yapılacak keşifte yöntemince mera araştırması yapılması gerekmektedir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, öncesinin kamu orta malı mer’a niteliği taşıyıp taşımadığı ve çevresinde kamu orta malı mera bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli, zirai bilirkişi kurulundan arazinin eğimi, toprak yapısı, mera parseli ile arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığı, bitki örtüsü, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera ya da tarla olup olmadığı ile ilgili çekişmeli taşınmazlar ile komşu parselleri mukayeseli olarak değerlendiren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fotoğrafçı bilirkişi aracılığı ile taşınmazları tüm yönleriyle gösterecek fotoğraflar çekilmeli ve fen bilirkişisinden keşfi ve uygulamayı izlemeye elverişli rapor alınmalı, fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazlar işaretlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.