Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/8886 E. 2014/16160 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8886
KARAR NO : 2014/16160
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2011/252-2013/47

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda 117 ada 224 ve 230 parsel sayılı 4.961, 57 ve 597,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı 117 ada 224 parsel sayılı taşınmazın davalı A.. G..’ün, 117 ada 230 parsel sayılı taşınmazın davalı Ü.. G..’ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile davalı Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı A.. U.., 117 ada 230 parsel sayılı taşınmazın tamamının, aynı ada 224 parsel sayılı taşınmazın ise bir bölümünün kendi kullanımında olduğunu öne sürerek, beyanlar hanesinde kulanıcı olarak adının yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen kullanım kadastro tutanağına karşı açılmış olup, tapu kaydının beyanlar hanesine davacının fiili kullanıcı olduğu şerhinin yazılması istemine yöneliktir. Bu nitelikteki davalar, şerhte yer alan isimdeki yazım hatalarının düzeltilmesine ilişkin taleplerden farklı olarak kayıt maliki Hazineye ve varsa lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı fiili kullanım iddiası ispat yükümlülüğünü içerdiği ve zilyetliğin korunması davasından farklı olarak tapu kaydının beyanlar hanesinde esaslı değişiklik yapılması sonucunu doğurduğundan çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilemez. Davanın bu niteliği itibari ile ve 6100 sayılı Yasa’nın yürürlük gününden sonra açılmış olması nedeniyle davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi gereğince, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup bu hususun mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, davanın hukuki vasıflandırması hakkında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.