Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/8853 E. 2014/6730 K. 22.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8853
KARAR NO : 2014/6730
KARAR TARİHİ : 22.05.2014

MAHKEMESİ : BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2014
NUMARASI : 2012/323-2014/21

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı C.. Ş.. mevki ve yönlerini dava dilekçesinde bildirdiği kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 46.812,28 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı C.. Ş.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; zilyetlikle edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, tescili talep edilen çekişmeli taşınmazın hangi tarihte tespit dışı bırakıldığı sorulmamış, çekişmeli taşınmaza komşu tüm taşınmazların tutanakları getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları saptanmamış, 1985 tarihli tek hava fotoğrafı hükme esas alınmıştır. Bununla birlikte davacı, taşınmazın babasından kendisine kaldığını bildirmiş, keşifte de taşınmazın davacıya babasından intikal ettiği beyan edilmiş, ancak taşınmazın babasından davacıya ne şekilde intikal ettiği hususunda bir araştırma yapılmamış, davacının babasının ölüm tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında davacının 20 yıllık müstakil zilyetliği bulunmadığı anlaşıldığından belgesiz araştırması davacının babası ve diğer mirasçılar yönünden de yapılması gerekirken bu husus göz ardı edilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle davacı tarafa dava konusu taşınmazın babasından kendisine ne şekilde intikal ettiğini açıklaması için süre verilmeli, bundan sonra dava konusu taşınmazın hangi tarihte tespit dışı bırakıldığı Kadastro Müdürlüğü’nden sorulmalı, dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı ve ardından taşınmaz başında fen bilirkişi ve daha önceki keşifte görev almamış bir ziraat mühendisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, özellikle babasından davacıya ne şekilde intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve
fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmaz bölümünün, önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi istenilmeli, ziraatçi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumu hususunda rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaza komşu tüm taşınmazların tutanakları getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları saptanmalı, davacının babası ve diğer mirasçılar yönünden de usulünce belgesiz araştırması yapılmalı, ayrıca hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa gereğince Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin sınırları tüm ilin idari sınırları haline gelmiş olup, Köy Tüzel Kişilikleri de sona erdiğinden Birecik Belediyesi ile Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi de davaya dahil edilmeli, davacı yanın dava konusu taşınmazın babasından kendisine bağış, satış, paylaşma vs. yolla intikal ettiğini ispatlayamaması ve taşınmazın terekeye ait olduğunun saptanması halinde terekeye dahil olan, elbirliği ile mülkiyete tabi taşınmazlarda, mirasçılardan birinin, kendi adına tescil talebiyle 3. kişiye karşı dava açamayacağı hususu göz önüne alınmalı, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.