Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/873 E. 2014/5395 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/873
KARAR NO : 2014/5395
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : İZMİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2010
NUMARASI : 2007/1-2010/3

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
2859 sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında davacılar S.. A.., davacı Z.. E.. ve dava dışı diğer kişiler adına paylı olarak kayıtlı 79 ada 14 parsel sayılı 22.890,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı ada-parsel numarasıyla 20.681,83 metrekare olarak tespit edilmiştir. Davacılar S.. A.. ile davacı Z.. E.. taşınmazın eksik tespit edildiğini öne sürerek davalı idare aleyhine dava açmışlardır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın yenileme tutanağının iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, kayden maliki oldukları çekişmeli 79 ada 14 parsel sayılı taşınmazın yenileme kadastrosu sonucunda yüzölçümünün azaldığını öne sürerek dava açmışlar; azalmanın taşınmazın kuzey ve batı tarafta bulunan yol sınırının yanlış belirlenmesinden kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. Bu halde davanın Hazine ve taşınmazın bulunduğu İlçe Belediyesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Tüzel Kişiliğine karşı yürütülmesi gerekirken; somut olayda taraf ehliyeti bulunmayan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne karşı açılarak yürütülmesi isabetsiz olup; davada taraf koşulu gerçekleştirilmeden işin esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. Ancak bu eksiklik, tarafta hata değil, temsilcide yanılgı mahiyetindedir. Hal böyle olunca, davacılara, davalı olarak Hazine ile taşınmazın bulunduğu İlçe Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Tüzel Kişiliği davaya dahil etmeleri için süre ve imkan tanınmalı, bundan sonra iddia ve savunmalar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Usulen taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek, esas hakkında hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule görede taşınmazın yapılan keşif sonucunda belirlenecek gerçek yüzölçümüyle tapuya tesciline karar vermek gerekirken, yenileme tutanağının iptaline karar verilmekte yetinilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.