Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/859 E. 2014/4382 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/859
KARAR NO : 2014/4382
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : DARENDE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2013
NUMARASI : 2006/276-2013/25

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında A.Kasabası, B. Mahallesi çalışma alanında bulunan . ada 176 parsel sayılı 44.656.80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera neteliği ile sınırlandırılmıştır. Davacı A.. K.., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın bahçe niteliği ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yapılan keşifte dinlenen komşu köylerden seçilmiş yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıklar taşınmazın aralıksız tarla olarak kullanıldığını yakın zamanda bahçe haline getirildiğini söylemişler, dosya içeriğinde bulunan 02.05.2006 tarihli 3091 sayılı Yasa uyarınca Darende Kaymakamlığı tarafından verilen idari men kararının dayanağı belgelerinde davacı A.. K.. taşınmazın dedelerinden kaldığını, uzun süre ekilip biçilmediğini, üç yıl kadar önce paylaştıklarını 2006 yılında sürerek kayısı fidanı diktiklerini bildirmiştir. Oysa ki; 2013 yılında yapılan keşif sonucunda dosyaya sunulan zirai bilirkişi raporunda ise kayısı ağaçlarının 15-25 yaşları arasında olduğu belirtilmesi karşısında beyanlar ve ağaçların yaşları hususunda ortaya çıkan çelişki giderilmemiştir. Diğer yandan zirai bilirkişi taşınmazın yakınlarında 60-70 yıllık evler bulunduğunu bu evlerin çevredeki taşınmazların uzun yıllardır kullanıldığının bir göstergesi olduğunu belirtmiş ise de, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. madde koşullarının bulunması halinde zilyetlikle taşınmaz iktisap edilebileceği, diğer bir anlatımla taşınmazın yakınında ev bulunmasının o taşınmazın zilyetlikle iktisap edilmesi için yeterli olmadığı kuşkusuzdur. Ne var ki; mahkemece davalıların ekonomik amaca uygun zilyetliğin ne zaman başladığının belirlenmesi amacıyla hava fotoğraflarından yararlanılması düşünülmemiştir. O halde; öncelikle tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait (1990-1980 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle en az üç tanesi Harita Genel Komutanlığından getirtilmeli, bundan sonra, mahallinde
yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıklar ile 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi ve fotogrometri uzmanından oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, değilse ekonomik amaca uygun zilyetliğin ne zaman başladığı, ağaçların ne zaman dikildiği, ağaçların dikilmesinden önce davalılar ya da miras bırakanları tarafından ekonomik amaca uygun kullanılıp kullanılmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, 3 kişilik uzman ziraat mühendisleri kurulundan; çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmesi suretiyle ve taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, üzerinde bulunan ağaçların yaşlarını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor ekinde taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmesi, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi ayrıca temin edilebilecek en eski uydu fotoğrafı ile kadastro paftası ve dava konusu edilen 210 ada 176 parsel sayılı taşınmaz ile çakıştırarak raporunda göstermesi istenilmeli, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.