YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8568
KARAR NO : 2014/10115
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ : ÜMRANİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2012
NUMARASI : 2012/1484-2012/1531
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında T. Mahallesi çalışma alanında bulunan .. ada .. parsel sayılı 408,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 15 yıldan beri M.kızı M.. E..’in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. E.., beyanlar hanesinde kimlik bilgilerinin yanlış yazıldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece duruşma açılmaksızın yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli .. ada .. parselin muhdesat bilgileri kısmında beyan olarak yer alan “Mehmet evladı M.. E..” ibaresinin “K.kızı M.. E..” olarak tashihine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, duruşma açılmaksızın davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK’nın 320/1. maddesi, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde, dosya üzerinden karar verilmesinin mümkün bulunması halinde, taraflar duruşmaya çağrılmadan, sadece dilekçe ve delilleri dikkate alınarak karar verilebileceği hükmüne havidir. Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 tarih ve 2013/18-18 Esas, 2013/891 Karar sayılı kararında “kişi özgürlükleri bakımından ağır sonuçlar doğuran, kişi için yeni bir hukuki statü doğuran” hukuki işlemlerde duruşma açılmadan evrak üzerinde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesinde yazılı zilyetlik şerhine yönelik iş bu dava, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde değişiklik meydana getiren, taşınmaz maliki Hazinenin mülkiyet hakkını ilgilendiren, davacı ile şerh sahibi davalının aynı kişi olup olmadığı hususunun yöntemince araştırılmasını gerektiren bir dava çeşidi olup, kişi için yeni bir hukuki statü doğurduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin ve getirtilen nüfus kayıtları duruşmada okunup davalı taraftan diyecekleri sorulmaksızın duruşma açılmadan evrak üzerinden karar verilmesinde bir isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, duruşma açılmalı, taraf delilleri toplanılmalı, davacı ile şerh sahibi davalının aynı kişi olup olmadığı yöntemince araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.