YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8501
KARAR NO : 2014/9072
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
MAHKEMESİ : SİVAS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2013
NUMARASI : 2012/85-2013/96
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K..Köyü çalışma alanında bulunan ..ada .. parsel, .. .. parsel, ..parsel sayılı sırasıyla 16.240.32, 5.753.73, 10.382.91, 5.660,341 ve 5.029,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı T.. B.. adına tespit edilmiştir. Davacı D.. B.., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile ayrı ayrı 8 pay itibar edilerek 1 payının davacı D.. B.., 7 payının ise davalı T..B..adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı D.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı Y.. B..’dan kaldığı ve Yusuf terekesinin taksim edildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle miras payı oranında davacı lehine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların öncesinin tarafların ortak miras bırakanı Y.. B..’ya ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların taksim, bağış veya satın alma yoluyla davacıya intikal edip etmediği hususundadır. Ne var ki, davacı dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazların yarı hissesinin (1/2) kendisine ait olduğunu belirttiği halde hangi hukuki nedene dayandığı sorulup bu yönde delilleri sorulmadığı gibi; kabule göre de muris Yusuf’un, dosya içindeki nüfus kayıtlarına göre 7 evladı olduğu ve bunlardan muristen sonra çocuksuz ölen evladı İbrahim göz önüne alındığında hükme esas alınan (1/8) miras payının ne şekilde belirlendiği anlaşılamamıştır. Hal böyle olunca öncelikle; 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 28/2. maddesi uyarınca davacı taraf, dava sebep ve delillerini dilekçelerinde bildirmek zorunda olduğu gözetilerek, davacı tarafa dava dilekçesinde belirttiği gibi, çekişmeli taşınmazların 1/2 payının hangi hukuki sebebe dayandığı hususunda dava dilekçesinin açıklaması istenilmeli ve buna ilişkin delilleri sorulmalı, buna ilişkin tarafların delilleri toplanmalı; taşınmazların öncesinin tarafların ortak miras bırakanı Y.. B..’ya ait olduğu belirlendiğine göre, taraflar taksim, bağış veya satın alma nedenlerine dayanmaları halinde, ispat yükünün bu olgulara dayanan tarafa ait olduğu gözetilmelidir. Bu olguların kanıtlanamaması halinde ise, tarafların taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerinin tereke adına olduğunun kabulü gerekeceği ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25/1. maddesine göre Kadastro Hakiminin verasete ilişkin uyuşmazlığı çözmeye de yetkili olduğu göz önünde bulundurularak ,taşınmazların belirlenecek miras payı oranında davacı adına, taşınmazların geriye kalan paylarının ise davalı adına tesciline karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.