Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/8469 E. 2014/8700 K. 19.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8469
KARAR NO : 2014/8700
KARAR TARİHİ : 19.06.2014

MAHKEMESİ : HOPA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2013
NUMARASI : 2008/4-2013/9

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taşınmazlar tapuda kayıtlı olmadığından menkul mal hükümlerine tabi olmakla uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümleneceğinin ve mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hükümlerinin işlemeyeceğinin göz önünde tutulması; ayrıca davalı tarafın tutunduğu 14.11.1959 günlü senedin usulün 297. maddesi hükmüne uygun olup olmadığının araştırılması; senet geçersiz olsa bile taşınmazların zilyetliğinin davalı tarafa devir ve teslim edilip edilmediğinin duraksamasız belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı B.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların öncesinin tarafların ortak miras bırakanı O..O..a ait olduğu tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık çekişmeli taşınmazlarda, davacının murisi Ş.. O..’a ait payın, davacının murisi Şefik tarafından sağlığında davalılara satılarak zilyetliğinin devredilip devredilmediği hususunda toplanmıştır. Davalı taraf, 14.11.1959 tarihli, muris Ş.. O.. tarafından mevki ve yönleri bildirilen taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine satılarak zilyetliğin devredildiği beyanını içeren satış senedine dayanmış; davacı taraf ise satış senedinin geçerliliği olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece davalılar tarafından dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara ait olduğu ileri sürülen satış senedinin sahte olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı, davacının murisi Şefık’in sağlığında kullanmaları için davalı yeğenlerine verdiği ve senet tarihinden tespite kadar davalılarca 41 yıl süren zilyetliğin bulunduğu kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuştur. Ne var ki satışın varlığını ispat yükü, bu olguya dayanan tarafa ait olup, somut olayda; ispat yükü taşınmazların davacının murisi Şefik tarafından kendilerine satıldığını ileri süren davalı tarafa aittir. Her ne kadar senedin sahteliğinin ispat edilemediği ve senet tarihinden sonra zilyetliğin de davalılara devredildiği kabul edilmiş ise de senet içeriğini doğrulayan bulunmadığı gibi, davacının murisi Şefik’in ölene kadar gelirinden pay almak suretiyle taşınmazlardan faydalandığına ve davacının da evlenene kadar taşınmazı kullandığına yönelik beyanlar ve senet tarihi (14.11.1959) ile davacı murisi Şefik’in ölüm tarihi
(19.04.1960) arasında çok kısa bir süre bulunması hususu dikkate alındığında senet tarihinden sonra zilyetliğin devredildiği hususunun dosya kapsamıyla kesin olarak saptandığı söylenemez. Hal böyle olunca, mahkemece, davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazların muris O..O..dan gelen miras payı oranında davacı adına, geri kalan payların tespit tutanaklarındaki payları oranında davalılar adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.