Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/8399 E. 2014/10111 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8399
KARAR NO : 2014/10111
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : ÜMRANİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2012/1234-2012/1575

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında E. Mahallesi çalışma alanında bulunan .. ada.. parsel sayılı 281,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2000 yılından itibaren M. I.’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. I.., beyanlar hanesinde kimlik bilgilerinin yanlış yazıldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli .. ada, .. parselin muhdesat bilgileri kısmında beyan olarak yer alan “M. I.” ibaresinin “Y. oğlu M.. I..” olarak tashihine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydındaki zilyetlik şerhinde kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olup bu tür davalar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382/2-ç-l maddesi kapsamında olmakla mahkemenin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak gayrimenkule ilişkin olup Hazineye karşı ispat yükümlülüğü bulunan ve özen gösterilmediğinde mülkiyet değişikliği sonucunu doğurabilecek olan bu tür davalarda mahiyeti gereğince tahkikat yapılmadan karar verilmesi mümkün olmadığı gibi somut olayda da olduğu üzere tahkikat sonucu gelen yazı cevaplarının duruşma açılarak taraflara okunup diyecekleri sorulmadan karar verilmesi de mümkün değildir. Hukuk Genel Kurulunun 26.6.2013 tarih, 2013/18-18 Esas, 2013/891 Karar sayılı kararında da benzer şekilde “kişi özgürlükleri bakımından ağır sonuçlar doğuran, kişi için yeni bir hukuki statü doğuran” hukuki işlemlerde duruşma açılmadan evrak üzerinde karar verilmesinin isabetsizliğine değinilmiştir. Bu nedenlerle davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 320/1. maddesi kapsamında kabul edilip duruşma açılmaksızın karar verilmesinde bir isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, duruşma açılmalı, taraf delilleri toplanılmalı, davacı ile şerh sahibi davalının aynı kişi olup olmadığı yöntemince araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.