Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/8355 E. 2014/11610 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8355
KARAR NO : 2014/11610
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2011/144-2014/94

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden F.. M.. vekili Avukat …., M.. T.. vs. vekili Avukat ….. ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat …geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulünün gerektiği, taşınmazın hangi tarihte ve ne niteliğiyle tespit dışı bırakıldığı ile tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, hava fotoğrafları ile diğer resmi belgelerin incelenmesiyle yerin kültür arazisi durumunda olup olmadığı veya ne durumda olduğunun saptanarak taşınmazın gerçek niteliğinin açıklığa kavuşturulması, her davacının zeminde kullandıkları yerlerin ayrı ayrı kroki kapsamına alınarak işaretlettirilmesi, belgesiz araştırması yapılması, oluşturulacak ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğini belirleyen özellikler ile imar ve ihya konusundaki bilgileri içerir rapor alınması, davacıların hangi tarihte dava konusu yerin imar ve ihyasına başladıkları, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, hangi biçimde emek ve para sarf ettikleri, imar ve ihyayı hangi tarihte tamamladıkları hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile malik sıfatı ile zilyetlik bulunup bulunmadığının belirlenmesi, çekişmeli yerin kenarında mera parseli ya da mera olarak belirlenen bir yer bulunması halinde usulünce mera araştırması yapılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar M.. T.. ve O.. M.. vekili ile diğer davacılar F.., Asiye ve K.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmaz üzerinde imar-ihyanın tamamlanmadığı ve davacılar yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği kabul edilerek hüküm verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli değildir. Mahkemece önceki günlü bozma ilamına uyulmuş ancak bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında iki ayrı zamana ait resmi belge niteliğindeki hava fotoğraflarının getirtilerek uzman bilirkişi marifeti ile incelenmesi istenilmesine rağmen mahkemece hava fotoğrafları konusunda uzmanlığı olmayan jeolog bilirkişiden görüş alınmış, ayrıca sunulan jeolog bilirkişi raporunda da sadece 1984 tarihli hava fotoğrafına atıf yapılmıştır. Öte yandan uzman fen bilirkişi ile ziraat bilirkişi kurulu tarafından hava fotoğrafları incelenmemiş, taşınmazın dava tarihi gözetilerek hava fotoğraflarındaki gerçek niteliği belirlenmemiştir. Ayrıca bozma ilamında taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğu işaret edilerek bu hususta araştırma yapılması istenilmesine ve mahkemece de imar-ihyanın tamamlanmadığı gerekçe gösterilmesine rağmen ziraat bilirkişi kurulu raporu, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile mahkemenin gerekçesi arasında ortaya çıkan çelişki hava fotoğrafları bu konuda uzman bilirkişi tarafından gereği gibi incelenmek ve değerlendirilmek suretiyle giderilmemiştir. Nitekim bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. O Halde, sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların jeodezi ve fotogrametri uzmanı fen bilirkişilerince stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilmeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra Ziraat Fakültelerinin Toprak Bölümü Öğretim Üyelerinden seçilecek 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi ile Jeolog bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla önceki bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususları ve de komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı olup olmadığı özellikle belirtilmeli, ortaya çıkacak sonuca göre belgesiz araştırması yapılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar M.. T.. ve O.. M.. vekili ile diğer davacılar F.., Asiye ve K.. M.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1100.00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.