Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/8334 E. 2014/8596 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8334
KARAR NO : 2014/8596
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : VİZE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2012/238-2013/330

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında K.. Köyü çalışma alanında bulunan .. ada .. parsel sayılı 4.547,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Bu parsel 1990 yılından beri V.. U.., H.. U.., S.. U.., K.. U.., A.. U.., G.. İ.., N..U.. kullanımındadır şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. S.. satın almaya dayanarak adının fiili kullanıcı olarak taşınmazın beyanlar hanesinde tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan şerhin ikinci cümlesinin “bu parsel 1990 yılından beri Kanber oğlu S.. U..’ın kullanımında iken zilyetliğin devri ile İsmail oğlu M.. S..’ın kullanımındadır.” şeklinde düzeltilmesine, davalı Hazine aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar Vahit, Hamdi, Kemal ve A.. U.. ile G.. İ.. ve A..İ.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Davacı çekişmeli taşınmaz üzerinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının bayii olan davalı S.. U..’a babası Kanber’den kalmadığı, bu halde diğer davalıların terekeden gelen bir haklarının bulunmadığı, taşınmazın 1970 yılından beri davalı Sait kullanımında iken adı geçenin 1990 yılında taşınmazı davacıya sattığı gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacının iddiası ve davalıların savunması yönünden dinlenilen yerel bilirkişi beyanı soyut ve yetersiz olup yerel bilirkişiden davacının bayisi olan davalı S.. U..’ın taşınmazdaki kullanımının hangi hakka dayandığı, bir başka deyişle davalı Sait’in taşınmazı ormandan kendisinin mi açtığı yoksa başka bir şahıstan satın alma ve diğer hukuki nedenlerle mi edindiği veya taşınmazın babası Kanber’den kalıp kalmadığı hususlarında yeterli ve detaylı bilgi alınmamış, ayrıca davacı tanıkları ile davalı tanık beyanları arasında ortaya çıkan ciddi çelişki giderilmeksizin karar verilmiştir. O halde sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın hangi tarihten beri kimler tarafından neye istinaden ve ne şekilde zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, somut olayın özelliğine göre davalı S.. U..’ın taşınmazı kullanmasının hangi hukuki nedene dayalı olduğu bir başka anlatımla davalı Sait’in taşınmazı satın alma, ormandan kendisi açma gibi müstakil bir hakka dayalı olarak kullanıp kullanmadığı, taşınmazın davalıların miras bırakanı Kanber’den kalıp kalmadığı, davalı Sait’in kullanımının babası Kanber terekesinden gelen hak dolayısıyla diğer mirasçılar adına da olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, ortaya çıkacak sonuca göre mirasçılardan bir tanesi olan S.. U..’ın taşınmazı davacıya satışının geçerli olup olmadığı tartışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi mahkemece davanın davalı tüm mirasçılar yönünden edildiği gerekçe içeriğinde açıklanmasına rağmen hüküm yerinde sadece davalı S.. U.. adı yönünden kabule karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması, ayrıca kullanım kadastrosuna itiraz davalarında husumetin taşınmazın maliki Hazine ile birlikte beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunlu olduğu gözetilmeksizin davalı Hazine hakkında davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi dahi isabetsiz olup, davalılar Vahit, Hamdi, Kemal ve A.. U.. ile G.. İ.. ve A.. İ..vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.