YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8197
KARAR NO : 2014/6841
KARAR TARİHİ : 23.05.2014
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2011
NUMARASI : 2008/284-2011/386
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; K.. Köyü 910 (71) nolu kök kadastro parselinin, tescil bildirim beyannamesinin hesap cetvelindeki ve fiili zemindeki gerçek yüzölçümünün 14126 metrekare olmasına rağmen tescil bildirimindeki hektar hanesinin daksillenerek 4126 metrekare miktarıyla Hazine adına ihdasen tescil edilip, davalı Seyhan Belediyesinin 38 nolu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulamasına tabi tutulduğunu ve daha sonra da davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesi yapılarak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce 910 sayılı kök parselin sınırları içerisinde de şuyulandırmalar sonucunda park sahası meydana getirildiğini, ancak Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; 910 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi, anılan park sahasının iptali ve Hazine adına tescil ile tapu kaydının yüzölçümünün düzeltilmiş haliyle eski hale iadesinin sağlanması; olmadığı takdirde tazminat istemleriyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davacı Hazinenin S.. B.. aleyhine açtığı davanın yasal zorunluluk nedeniyle taraf sıfatı kalmayan S.. B.. hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacı Hazinenin diğer tüm davalılar yönünden, açtığı davasının kabulü ile Adana İli Çukurova İlçesi K.. Köyü 910 (71) kök parsel de bilirkişilerin 18.11.2009 tarihli raporlarına göre 14,126 m2 yüzölçümlü taşınmazın imar öncesi kadastral hak durumuna dönülerek Kabasakal Köyü 910 (71) parselin ihyasına; taşınmazın yüzölçümü yönünden açılan davanın kabulü ile 4126 m2 olarak belirtilen taşınmazın 14126 m2 olarak tashihine; davacının terditli olarak açtığı tazminat davası konusunda karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, davalı C.. A.. vekili ve dahili davalı Ç.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava, mesaha tashihi suretiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik iptal ve tescil; mümkün olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; mahkemece verilen karar gerekçesizdir, usul ve yasaya uygun değildir. Bilindiği üzere; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında “aleni yargılama ilkesi” ve “hukuki dinlenilme hakkı” da yer almaktadır. Anılan prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. Aleni yargılama prensibi ile hukuki dinlenilme hakkı; kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılmaktadır. Anayasamızın 141. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk
./..
2014/8197-6841 S/2
Muhakemeleri Kanununun 27 ve 28. maddelerinde bu hususa işaret olunmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 ve 298. maddeleri, kararın “gerekçe” içermesini zorunlu kılmaktadır. Anılan maddeler uyarınca gerekçe, “iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermelidir. Başka bir deyişle gerekçe; hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Somut olayda; davacı Hazine vekili, 910 sayılı kök parselin mesaha tashihi suretiyle ihyasına yönelik iptal ve tescil ile eski hale iade, olmadığı takdirde tazminat isteğiyle eldeki davayı açtığı halde, mahkemece gerekçeli kararın gerekçe kısmında, dava dilekçesiyle 5524 ada 3 ve 5 sayılı imar parsellerinin 1096 kadastro parseline isabet eden kısmının tapusunun iptali ile kök parsele geri dönüştürülmek suretiyle Hazine adına tescili istenmiş gibi açıklama yapılmış, devamında da hangi parsel hakkında hangi gerekçeyle hüküm kurulduğuna değinilmeksizin “bilirkişi raporları ve toplanan tüm delillerin değerlendirilmesinde” şeklinde genel bir ifadeyle neticeye gidilmiştir. O halde, böylesi bir hükmün usul ve yasaya uygun olduğundan sözedilemez. Öte yandan, kabule görede; Seyhan Belediyesi tarafından yapılan 38 nolu imar düzenlemesinin Hazine bakımından, idari yargı yerinde iptal edilmediği ve halen geçerliliğini koruduğu, anılan imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması, diğer taraftan ihyasına karar verilen taşınmazın Hazine adına tesciline hükmedilmemesi doğru olmadığı gibi; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı davalı C.. A.. ve Çukuruova Belediye Başkanlığına iadesine, 23.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.