YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7750
KARAR NO : 2014/7368
KARAR TARİHİ : 02.06.2014
MAHKEMESİ : DİCLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2010/35-2013/107
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı E.. U.., B.Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında irsen intikal, bağış ve kadastro tespitinden önce başlayan ve devam eden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı vekilince talep taşınmaz üzerindeki muhdesatların tespiti ve tescili şeklinde ıslah edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli teknik bilirkişinin raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 14682,73 metrekare yüzölçümlü bağ niteliğindeki, (C) harfi ile gösterilen 9461,51 metrekare yüzölçümlü zeytinlik niteliğindeki ve (D) harfi ile gösterilen 3.510,89 metrekare yüzölçümlü meyve bahçesi niteliğindeki taşınmaz bölümlerinde davacının mülkiyet hakkını kazandığının tespitine karar verilmiş; hüküm, yargılama sırasında davaya dahil edilen DSİ ve Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Talebe konu taşınmaz bölümlerinin 1987 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında sahipsiz yerlerden olması sebebiyle tespit harici bırakıldıkları güncel halinde ise K.B.Gölünün su kotu altında kalacağı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ziraat bilirkişi rapor içeriğinde taşınmaz (B) harfi ile gösterilen bölümde 6-7 yaşlarında 175 adet nar ağacı olduğu, (C) harfi ile gösterilen bölümde 7-8 yaşlarında muhtelif meyve ve zeytin ağaçları olduğu, (D) harfi ile gösterilen bölümde 22-27 yaşlarında bağ teveklerinin bulunduğu, uzun yıllardır tarım arazisi olarak meyve yetiştiriciliği yapıldığı, uzman fen bilirkişisinin 31.12.2012 havale tarihli raporuna ekli krokide ise (B) harfi ile gösterilen bölümün bağ, (C) harfi ile gösterilen bölümün zeytinlik, (D) harfi ile gösterilen bölümün meyve bahçesi olduğunu bildirmiş, ancak mahkemece her iki raporun harf ile nitelendirmelerindeki çelişki giderilmemiş, taşınmaz üzerinde sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin başlangıç tarihi ile ekonomik amaca uygun olarak sürdürülüp sürdürülmediğinin tespiti için hava fotoğrafı incelemesi yapılmamış, taşınmazın fotoğrafları bilirkişi raporlarına eklenmemiş, taşınmazın bağ olarak nitelendirilen bölümü hairicindeki bölümlerinde bulunan ağaçların yaşının 6-8 arasında değiştiği bildirildiği halde 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınmamıştır. Doğru sonuca
ulaşılabilmesi için; öncelikle 6360 sayılı Kanun uyarınca Diyarbakır Büyüşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlendiği dikkate alınarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Dicle Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, kadastro tespit tarihi olan 1987 yılından önceki zilyetlik durumunun tespiti amacıyla bu tarihten 15-20-25 yıl öncesini 5’er yıllık periyotlar halinde (1958, 1967 ve 1972 yılları) tespit gününe kadar gösterecek şekilde 3 farklı tarihe ait hava fotoğrafları getirtildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişiden oluşan ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, çekişme konusu taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, dava konusu edilen bu yerin tespit tarihinden ve dava tarihinden 20 yıl önceki ve hali hazırdaki niteliği, konumunu, bitki örtüsü, ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğin var olup olmadığı var ise ne zaman başlayıp ne zamandır devam ettiğinin belirlenmesine çalışılmalı, fotogrametri uzmanına belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafı üzerinde stereskop aleti ile inceleme yaptırılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden DSİ’ye iadesine, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.