Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/7741 E. 2014/6522 K. 21.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7741
KARAR NO : 2014/6522
KARAR TARİHİ : 21.05.2014

MAHKEMESİ : MUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2013/246-2013/778

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu D.. Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 804 parsel sayılı 1.272,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle İsmail Hakkı Şahin adına tespit edilmiş daha sonra miras nedeniyle intikal neticesinde davalı Z.. Ş.. ve müşterekleri adına tescil edilmiştir. Davacı D.. Ş.., bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı D.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap şartları gerçekleşmediği, taşınmazın davalı taraf zilyetliğinde bulunduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, taşınmazın temyize konu, uzman teknik bilirkişinin raporunda yeşil çizgi ile gösterilen sınırın batısında kalan ve (B) harfi ile gösterilen bölümünün davacının zilyetliğinde olduğu tanıklarca beyan olunduğu ve yargılamanın son celsesinde davacı vekili tarafından bu bölümün davacı adına tescili talep edildiği halde bu hususun tartışılıp değerlendirilmemiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme yeterli bulunmamaktadır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yeniden usulünce keşif yapılmalı; keşfe katılacak yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın yeşil ile gösterilen sınırın batı bölümünün öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, hususlarda bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında oluşması halinde çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikle değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.